#tüm extreme-noise entry'leri
lezbiyen, gey, biseksüel ve trans sözcüklerinin baş harflerinden oluşan kısaltma. lgbt bayrağında bulunan gök kuşağı sevgiyi ve bütün farklılıkların bir arada olmasını anlamını taşır.
duyarsızlığın son dönemlerde moda olması ile birlikte sıkça duyulmaya başlanan söz. özellikle rail gruplarının en kalitesizi ve vasatı olma özelliğini elinde tutan goygoyrail'de bolca kullanılır.
kısaca bahsetmek gerekirse berbat bir insandır.
her yanı çorak toprak ve dağlarla çevrili olan iç anadolu şehri. eskiden şehirde ki en büyük etkinlik istasyon caddesinde volta atmaktı. günümüzde en büyük etkinlik istasyon caddesinde volta attıktan sonra kafeye oturmak. Bünyesinde bulunan cumhuriyet üniversitesinin kampüsü oldukça büyüktür ve kampüs şehirden daha güzeldir.
eğer sevgili gerçek anlamda kafa dengiyse yapılan seyahat dünyanın en güzel gezisine dönüşür.
özellikle tombul efes şişeleri baraj ya da ıssız piknik alanlarında son ses müzik çalan genellikle şahin marka olan araçlar tarafından çevreye atılıp kaderlerine terk edilir.
zamanında 2 kere interrail yapmış biri olarak kesinlikle doğru önermedir. eğer interrail bileti alıp direk türkiye'den trenle başlarsanız balkanlarda trenlerin yavaş ve sefer sayılarının az olması sebebiyle fazla zaman kaybediyorsunuz. aynı kaybı dönüş sırasında yine balkanlarda kaybediyorsunuz. geriye kalan zamanda da interrail biletinde günler sınırlı olduğu için apar topar gezmeye çalışıyorsunuz + rezervasyon paralarıda cabası. bazıları interrail bileti alıp başlangıç için yanına uçak biletide alıyor. uçakla indikleri noktadan trenle gezerek türkiye'ye doğru dönüyorlar ama interrail biletinin yanına bide uçak bileti almak fazla pahalı oluyor. 3. kere interraile çıkmayı planlarken bu biletin fazla masraflı olduğunu ve gün sınırlamasının gezimi fazla kısıtladığını düşünerek vazgeçtim. eğer interrail bileti alsaydım 21 güne apar topar bir gezi sıkıştırıcakken onun yerine aynı bütçeyle karışık şekilde otobüs , tren , otostop o an hangisi daha uygunsa yaparak 50 günde 18 ülke 24 şehir gezdim.
kokusuda tadıda bana ağır geliyor. fazla yağlı. avrupa'da en ucuz yiyecekler kategorisinde sayılabilir. mecbur kalmadıkça yemem.
şimdilik 5 tane entry girilince kazanılan vasıf gibi gözüküyor. ilerleyen zamanlarda sözlüğün gelişmesi ile yazar olmakta zorlaşıcaktır.
konumuz barınak koşullarıysa avrupa'daki barınaklar elbette türkiye'den daha iyidir. orada barınaktan sahiplenme yaptığında hayvana iyi bakıp bakmadığının takibini çok daha iyi yaparlar. ben konu ve başlık sokak hayvanı olmak olduğu için sokak hayvanları üzerinden yola çıkarak cevap verdim ki yine tekrarlıyorum avrupa'da sokakta sahipsiz sokak hayvanı bulunması yasaktır. ne zaman avrupa'da geziye çıksam sokakta iki sokak kedisi görmenin özlemini çekiyorum çünkü yoklar. ne zaman avrupa'dan türkiye'ye geziye gelen biriyle tanışsam sokakta kedi görünce çılgına dönüp heyecanla sevmek için peşinde koşuyorlar. hep duyduğum cümle ise 'sizde ne güzel serbestçe gezebiliyorlar bizde olsaydı hepsi toplanıp barınağa gönderilirdi' oluyor. barınak koşulları 5 yıldızlı otel gibi olsa da sen yine de hayvanları sahiplenilmediği sürece kafesler ardında yaşamaya mahkum ediyorsun. kaldı ki barınak dediğiniz kadar iyi ortamlar olsaydı hayvan kurtuluş cephesi gibi örgütler barınaklara saldırı düzenleyip orada ki hayvanları serbest bırakmaya çalışmazlardı. bizde en azından mama kabını su kabını mahallede eksik etmeyen insanların arasında diledikleri gibi özgürce yaşayabiliyorlar. orada herkesin kedisi köpeği var dediklerinizin çok büyük çoğunluğu hep cins kedi köpekler. ben avrupa'da cins olmayan köpekleri yanında gezdirip sahip çıkan evsizler , vegan anarşistler ve punklar dışında kimseyi görmedim.