#tüm filletriste entry'leri
türkiyeden avrupaya istanbul-milano 75 lira, avrupa içinde perugia-londra 14 euro idi.
severek takip ettiğim bir gezgin, anlattığı hikayeler, çektiği fotoğraflar benim hoşuma gidiyor. kendime gezgin diyebilir miyim bilmiyorum, birgün demeyi isterim ama bu gibi adamlar varken bilemiyorum, amazonda kabileleri ziyaret eden, panamada farelerle dolu yerde yatan, donma tehlikesiyle dağın zirvesine çıkan, kıyısından geçmeyi düşünemediğim aktiviteleri gerçekleştiren cesaretli biri. umarım bizle paylaşmaya hep devam eder.
yurtdışında tereddütsüz en çok türk duyduğum yerdi, kimseye acımam asla kendimi o konumda göremem fakat orada camdan bakan, kendilerini pazarlayan dünya güzeli kızları görünce hemcinsleri olarak biraz üzüntüyle karışık şaşkınlık yaşadığımı hatırlıyorum ve kendi kendime neden burdalar diye sorduğumu, hikayelerini merak ettiğimi... daha sonra neden bu kadar arabesk oldun filletriste diyip belki de çok mutlular diye hayal edip yol almıştım.
her zaman ilk tercih olmasa da çoğu zaman hayat kurtaran firmadır. su vermemeleri, herhangi bir sorunda çok muhattap bulamamanız falan bunlar tüm lowcost firmalarda olan durumlar ama buradan londraya 120 liraya uçuyorsam zaten su aramam o uçuşta. bir ryan air, wizzair ile karşılaştırınca böyle lowcost mu olur denebilir fakat türkiye bazında düşünmemiz lazım, düşününce de cidden pegasustan sonra uygun diyebileceğimiz atlas bile bir londra, paris için 300 - 400 lira fiyat çekiyor o da uçuşa yakın zaman haricinde. özetle, severim pegasusu ne onunla oluyor ne de onsuz.
clinknoord hostel, haritada merkezden uzak gibi görünse de üstte dendiği gibi 24 saat 3 dk arayla çalışan ferrylerle 5 dk’dan az bir sürede kendinizi meydanda buluyorsunuz onun dışında amsterdam’ın adeta kesen buz gibi soğuğunda sıcacık, tertemiz, kocaman bir yuva adeta. ilk hostel deneyimimi yaşadığım, her gittiğimde de kaldığım tek yerdir.
yaklaşık bir on tanesinde kaldığım konaklama tesisi. çoğu güzel bazı kötü deneyimlerim de oldu ama çok şanslıyım ki ilk kaldığım hostel ki hala en sevdiklerimden biridir ve ne zaman amsterdama gitsem tercihimdir, mükemmeldi. beni daha sonraki seyahatlerimde de hostel seçmeye yönlendirdi. hangilerini saysam bilmiyorum cidden çok sevdiğim yanları var. ilki, yeni ve muhtemelen sizinle aynı hayat görüşünü paylaşan, insanlarla tanışıyorsunuz ya da tamamen daha önce görmediğiniz, çevrenizde göremediğiniz bambaşka birileriyle. bir önceki gün amfide dersteyken bir sonraki gün hiç bilmediğim bir şehirde yeni oda arkadaşlarıyla tanışmak onların hikayelerini dinlemek cidden en sevdiğim şey. başlarda cidden çekiniyordum, tek çocuğumdur, kişisel alanına aşırı düşkün bir insanımdır, direk ortamlara dalamazdım, di’li geçmiş zamanla konuştum çünkü cidden bu durumu hosteller sayesinde kırdım. manevi ve en güzel yanını bırakırsak hosteller en azından benim seçtiklerim çoğu şehir merkezinde bütçesine göre en güzel konaklamayı vaat eder, kötü bir durum yaşarsanız her daim yardım edecek birileri vardır, cidden öğrenci dostudur. buradaki herkesin benimle aynı düşünce de olduğunu düşünüyorum ama eğer bir kişinin bile tercih etmekte şüphesi varsa, kırsın zincirlerini, bir dahaki gezide şans versin diyorum, hostel candır!
harika bir yer olacağı çok belli olan sözlük, dağılmış malum sözlüklerden sonra bize ilaç gibi geleceğini umuyorum.
türkiye dışında gördüğüm üçüncü şehir. çok güzel, romeo ve juliet’in balkonuyla ünlü olması da çok acı cidden, bundan çok daha fazlasını vaad eden harika bir yer, mimarisi, tarihi ve bunun yanında doğal güzellikleri ile italyanın tatlı yanlarından biri.