#tüm gezengorenbilen entry'leri
Sofia-köln 5 euro
Köln-sofia 16 euro
Biletleri bit pazarından almadım. Bizzat Ryanair’dan temin ettim.
Köln-sofia 16 euro
Biletleri bit pazarından almadım. Bizzat Ryanair’dan temin ettim.
Trene kaçak binmek etik değil ve terbiyesizliktir diyen insan... Sana sorarım; insanların refah seviyesinin belirli bir düzeye gelmesini sağlamamak için elinden geleni yapan burjuvanız mı etik hareketler sergilemektedir. Az parayla gezerim, yolda para kazanmak için uğraşırım, yeni insanlarla tanışırım, sosyalleşirim, kültür tanırım, mimariyi incelerim ve bunların hepsini çok ucuza yaparım. Elit kesimin restoranında biftek yemem ama diğerlerini yapmayı tercih ederim. Biz nasıl çok parayla gezmenize bir şey demiyorsak siz de bizi bir salın yahu... her insan aynı olmak zorunda değil.
Ben bir Bulgaristan Türk'ü olarak Sofya'da yaşıyorum ve bence Bulgaristan'ın en güzel yerlerinden birisidir. Bir de snowboarda ilgi duyuyorsanız kış aylarında kesinlikle gelin. Daha geçen günlerde skifest yapıldı. Türkiye'de ki kayak merkezlerine göre gayet ucuzdur.
Atina'da '' Small Funny World '' 10 euro geceliği, uğrarsanız İrlanda'lı rasta saçlı çocuğa ( hala orada çalışıyorsa) Türk gezginin selamı var diyebilirsiniz.
gezdiği yerlerde ilginç kültürleri tanıtan ve kadınların yüzlerini fotoğraflayan başarılı bir gezgin.
Fransa- Paris 2014 yılıydı sonra ben daha önce neden gezmiyormuşum ulan dedim. O gün bugündür yollardayım.
Atina sokaklarında sırtımda 60 litrelik sırt çantası, mat ve çadırla beraber '' hava ayaz mı ayaz, ellerim ceplerimde '' diye mırıldanarak gezdiğim ve herkesin bana baktığı o an.
toscana'nın hastası otostopun ustası nam-ı değer cervantes
romanya gezim boyunca braşov-sibiu-sinaia gibi ponçik şehirlerden sonra Bükreş biraz itici gelmişti hem kaotik ortam hem de tren garının güvenli olmaması beni baya bi hayal kırıklığına uğratmıştı. akşam saat 11 den sabah 5 e kadar sırtımda 10 kilo civarı bir sırt çantasıyla sokaklarında takılmak zorunda kaldığımız ve gece vakitlerinde aslında hiç te güvenli olmayan sokaklarıyla bizi maceradan maceraya sürükleyen şehir olarak aklımda kaldı. hayat kadınları tarafından sözlü tacizler ( genciz, yakışıklıyız tabi) ve bildiğim bütün dilleri bilen homeless adamın bizi 2 saat sonra şehrin öbür ucunda bulması şehrin üzerimde bırakmış olduğu bir lanet gibi hissediyorum. tren garında şavurma yemeyin. ayrıca 1 liraya denk gelecek bir fiyatta sosis ekmek yemiştik ( para yok napak? ) mide sağlığınız için onu da yemeyin. bir de paskalya bayramına denk gelmiştik insanlar ellerinde mumlarla sokakta yürüyorlardı. biz de bira kasalarının üzerinde müzik dinleyerek uyukluyorduk ( hatırladıklarım bunlar). sabah ilk otobüsle şehirden ayrıldık. onun dışında bar ve diskoların baya sağlam olduğunu duydum ama gezide asla gitmediğim yerlerin başında bu tür mekanlar geliyor. bizim gibi macera seven arkadaşlara şehri tavsiye ediyorum. he unutmadan; old town'ı gayet başarılı!