#tüm gezerceker entry'leri
efenim kendileri ilk yurt dışında gördüğüm ilk ülke ve ilk yurt dışı görevim olur.
Şimdi burda sizlere bu şehrin tarihi ile ilgili her yerde olan bilgileri vermek istemiyorum. Kendi görüş ve önerilerimi dile getirmek istiyorum.
Brest şehrine havalimanı bulunmadığı için iki alternatifiniz bulunuyor. Birinci alternatifiniz Minsk şehrine uçup oradan otobüs yada trenle bu ulaşımı sağlamak bir arkadaşımız vize problemi nedeniyle tren yöntemini kullandı yaklaşık 5 6 saat sürüyor.
İkinci alternatifiniz Varşova'ya uçup arada kalan 250 300 km'lik mesafeyi karayolu ile geçmeniz gerekiyor. Bizde tam olarak bu ikinci yöntemi daha kolay olacağını varsayarak seçtik.
Ancak hiçte beklediğimiz gibi olmadı Polonya'ya girişte sıkıntı yok ancak ülkeden çıkmak, diğer üllkeye girmek tam bir rezalet. Polonya'dan çıktıktan sonra belarusa girmek tam bir problem sınır polisleri sıkıntı aradaki yolculuğumuz tam olarak 6 saat sürdü.
Ülkeye girdikten sonra tabii ilk işimiz otelimize yerleşmek oldu. Kaldığımız otelin ismi Hermitage hotel (bkz: http://hermitagehotel.by/en/) otel her anlamıyla çok güzel. odalarda bulunan ahşap kaplamalar muhteşem bir hava katıyor. Ayrıca otelde bulunan internet hizmetide ayrı bir güzel. Yemeklere gelecek olursam spor kafilesi olduğumuz her öğünde somon balığı et ve tavuk çıkıyordu. Balıkları tam anlamıyla harika. Otelde birde karaoke bar bulunuyor ve akşamları çok renkli oluyor.
Brest şehri ülkenin diğer şehirlerine oranla daha tarihi bir şehir olduğunu söyleyebiliriz. Şunuda unutmadan söyleyeyim yerel halktan duyduğuma göre brest dünyada suç oranı düşük şehirlerden birisiymiş. Gerçektende öyle konakladığımız 4 gün boyunca gece dışarıda herkes rahat ve özgürce gezebiliyor. Polis görmedik diyebilirim.
Ayrıca ikinci dünya savaşında almanlara karşı büyük bir direniş gösterdikleri için kahraman bir şehir olarak da anılıyor brest. Savaş ile ilgili yapılmış büyük sovyet yıldızı ve heykelleri mutlara görmelisiniz.
Ağustos ayında hava sıcaklığı Türkiye ile aynı olduğunu söyleyebilirim. Adını hatırlamadığım güzel bir caddesi var publar, kafeler, restoranlar ve alışveriş merkezleri bulunuyor. Taksilere güvenmeyin, bizim yanımızda yerel halktan arkadaşlarımız olduğu halde dolaştırmaya çalıştılar. Gece takılmak için önerim Korova ve City Club gece 24:00'ten önce girerseniz girişler ücretsiz 24:00'ten sonra girişler ücretli. İçeride fiyatlar gayet makul giderseniz barmen Sasha'ya selamımı söyleyin. Zira biz içeri girdiğimizde Tarkan çalıyordu.
Efenim dönüş yolumuz yine tam bir işkence oldu. Bu sefer Belarus'tan çıkışımız gayet kolay oldu ama Polonya'ya girişimiz tam bir eziyetti. Tüm kafile otobüsten indirildi bagajlarımız ve otobüs xray cihazına sokuldu oldukça uğraştırdılar. Dönüşümüz toplamda 16 saat sürdü.
Sözün özü Brest şehrini gezip görülecek yerler listesine ekleyebilirsiniz :)
Şimdi burda sizlere bu şehrin tarihi ile ilgili her yerde olan bilgileri vermek istemiyorum. Kendi görüş ve önerilerimi dile getirmek istiyorum.
Brest şehrine havalimanı bulunmadığı için iki alternatifiniz bulunuyor. Birinci alternatifiniz Minsk şehrine uçup oradan otobüs yada trenle bu ulaşımı sağlamak bir arkadaşımız vize problemi nedeniyle tren yöntemini kullandı yaklaşık 5 6 saat sürüyor.
İkinci alternatifiniz Varşova'ya uçup arada kalan 250 300 km'lik mesafeyi karayolu ile geçmeniz gerekiyor. Bizde tam olarak bu ikinci yöntemi daha kolay olacağını varsayarak seçtik.
Ancak hiçte beklediğimiz gibi olmadı Polonya'ya girişte sıkıntı yok ancak ülkeden çıkmak, diğer üllkeye girmek tam bir rezalet. Polonya'dan çıktıktan sonra belarusa girmek tam bir problem sınır polisleri sıkıntı aradaki yolculuğumuz tam olarak 6 saat sürdü.
Ülkeye girdikten sonra tabii ilk işimiz otelimize yerleşmek oldu. Kaldığımız otelin ismi Hermitage hotel (bkz: http://hermitagehotel.by/en/) otel her anlamıyla çok güzel. odalarda bulunan ahşap kaplamalar muhteşem bir hava katıyor. Ayrıca otelde bulunan internet hizmetide ayrı bir güzel. Yemeklere gelecek olursam spor kafilesi olduğumuz her öğünde somon balığı et ve tavuk çıkıyordu. Balıkları tam anlamıyla harika. Otelde birde karaoke bar bulunuyor ve akşamları çok renkli oluyor.
Brest şehri ülkenin diğer şehirlerine oranla daha tarihi bir şehir olduğunu söyleyebiliriz. Şunuda unutmadan söyleyeyim yerel halktan duyduğuma göre brest dünyada suç oranı düşük şehirlerden birisiymiş. Gerçektende öyle konakladığımız 4 gün boyunca gece dışarıda herkes rahat ve özgürce gezebiliyor. Polis görmedik diyebilirim.
Ayrıca ikinci dünya savaşında almanlara karşı büyük bir direniş gösterdikleri için kahraman bir şehir olarak da anılıyor brest. Savaş ile ilgili yapılmış büyük sovyet yıldızı ve heykelleri mutlara görmelisiniz.
Ağustos ayında hava sıcaklığı Türkiye ile aynı olduğunu söyleyebilirim. Adını hatırlamadığım güzel bir caddesi var publar, kafeler, restoranlar ve alışveriş merkezleri bulunuyor. Taksilere güvenmeyin, bizim yanımızda yerel halktan arkadaşlarımız olduğu halde dolaştırmaya çalıştılar. Gece takılmak için önerim Korova ve City Club gece 24:00'ten önce girerseniz girişler ücretsiz 24:00'ten sonra girişler ücretli. İçeride fiyatlar gayet makul giderseniz barmen Sasha'ya selamımı söyleyin. Zira biz içeri girdiğimizde Tarkan çalıyordu.
Efenim dönüş yolumuz yine tam bir işkence oldu. Bu sefer Belarus'tan çıkışımız gayet kolay oldu ama Polonya'ya girişimiz tam bir eziyetti. Tüm kafile otobüsten indirildi bagajlarımız ve otobüs xray cihazına sokuldu oldukça uğraştırdılar. Dönüşümüz toplamda 16 saat sürdü.
Sözün özü Brest şehrini gezip görülecek yerler listesine ekleyebilirsiniz :)
Bir çok şehir efsanesine konu olan mahalle, aynı zamanda 40 yıldır yaşadığımız mahallem.
Özellikle 2000'li yılların başında bir çok asayiş olayıyla gündeme gelmiştir. Evet bir dönemler polisin ara sokaklara giremediği doğrudur. Akşam hava karardıktan sonra kartlı ego otobüslerinin önü kesilip gasp yapıldığı günlerde oldu. Genelde kart basmayan insanlarda bir dönem türemişti. Ancak daha sonra racon bozuldu. Ne zaman işin içine uyuşturucu girdi işte çinçin o zaman bozuldu. Tabi Toki tarafından yapılan kentsel dönüşüm ve Çinçin'in ortasına yapılan ilçe emniyet müdürlüğü bir çok asayiş olayını sona erdirsede bölgede bulunan karşıt uyuşturucu grupları arasında birçok kez silahlı çatışmalar olmuştur. Hatta bir tanesinde balkona çıkan babam saçma gelmesi sonucu elinden yaralandı.
Özellikle 2000'li yılların başında bir çok asayiş olayıyla gündeme gelmiştir. Evet bir dönemler polisin ara sokaklara giremediği doğrudur. Akşam hava karardıktan sonra kartlı ego otobüslerinin önü kesilip gasp yapıldığı günlerde oldu. Genelde kart basmayan insanlarda bir dönem türemişti. Ancak daha sonra racon bozuldu. Ne zaman işin içine uyuşturucu girdi işte çinçin o zaman bozuldu. Tabi Toki tarafından yapılan kentsel dönüşüm ve Çinçin'in ortasına yapılan ilçe emniyet müdürlüğü bir çok asayiş olayını sona erdirsede bölgede bulunan karşıt uyuşturucu grupları arasında birçok kez silahlı çatışmalar olmuştur. Hatta bir tanesinde balkona çıkan babam saçma gelmesi sonucu elinden yaralandı.
Şimdi müslüman olupta her türlü haramı yiyenler girebilecek mi?
Müslüman olup aklı sürekli iki bacağının arasında olanlar girebilecek mi?
Müslüman olup sokakta ki köpeği, kümeste bulunan tavuğa bile hallenen hastalar girebilecek mi?
Müslüman olup hani akrabamı düzebilirim diye abuk sabuk düşünceleri olanlar girebilecek mi?
Müslüman olup her türlü hırsızlığı arsızlığı yapıp daha sonra din kılıfı uyduranlar girebilecek mi?
Neyse şimdi bu liste uzayıp gidiyor
Müslüman olup aklı sürekli iki bacağının arasında olanlar girebilecek mi?
Müslüman olup sokakta ki köpeği, kümeste bulunan tavuğa bile hallenen hastalar girebilecek mi?
Müslüman olup hani akrabamı düzebilirim diye abuk sabuk düşünceleri olanlar girebilecek mi?
Müslüman olup her türlü hırsızlığı arsızlığı yapıp daha sonra din kılıfı uyduranlar girebilecek mi?
Neyse şimdi bu liste uzayıp gidiyor
Tam olarak beni en çok şaşırtan bölümü
"To be or not to be" değil.
"Cogito ergo sum" hiç değil...
Asıl iş, anlamak kaçınılmaz'ı,
Durdurulmaz çığı
Sonsuz akımı.
"To be or not to be" değil.
"Cogito ergo sum" hiç değil...
Asıl iş, anlamak kaçınılmaz'ı,
Durdurulmaz çığı
Sonsuz akımı.
İkramları yedikten sonra her insan kişisinin yaptığı espri bknz: Abi biz doyduk yemekler iptal.
Esat tarafında kümelenmiş dükkanlar topluluğu.
Ortaya bir salata kenarlarında çiğ köfte, kaşarlı mantar, cacık, ezme sonra ana yemek, yemek sonrası künefe yada dondurmalı irmik, en sonunda içmesende zorla uzatılan marlboro :D
Esat tarafında kümelenmiş dükkanlar topluluğu.
Ortaya bir salata kenarlarında çiğ köfte, kaşarlı mantar, cacık, ezme sonra ana yemek, yemek sonrası künefe yada dondurmalı irmik, en sonunda içmesende zorla uzatılan marlboro :D
Çok pahalı şaraplara gerek yoktur. Ama tutupta matarada satılan it öldüren tabiri ile efsane olmuş dandiklikte de olmasın lütfen. Cılkını çıkarıp her türlü otu atmaya gerek yok. Portakal, elma, kabuklar, şeker, kaynatma oldu bitti.
Foto muhabiri, ne muhabiri lan altı üstü fotoğrafçı da diyebilirsiniz
bknz: Amin kelimesinin kökeni
görev için ayvalıktayken kız arkadaşım dikili'de yazlıklarındaydı. E şimdi oraya kadar gidip hanımsporu görmezsek sıkıntı. Giderken hoop otostop güzel ancak dönüşte sıkıntılar başladı. Ana yola çıkmak için sağolsun Türk kızılayına ait bir araç bıraktı. Bekle allah bekle araç falan yok, derken bir araç durdu, tabii koş peşine. Sonradan anladık ki navigasyonu ayarlamak için durmuşlar. Bizde gidince mecbur almak zorunda kaldılar. Biraz muhabbetten sonra bir arkadaşımın akrabası çıktılar, otele kadar tek atış :)
Sanırım en pahalıya patlayan hırsızlık olaylarından biri olmuştur. Görev için Meksika'ya giden bir meslektaşım 2 dakikalığına başı boş bıraktığı yaklaşık 50.000 tl değerinde olan kamerasının üzerine en son soğuk bir su içiyordu.