#tüm golatamayanronaldo başlıkları
az önce instagram'da takip ettiğim bir gezginin paylaşmasıyla haberdar olduğum, gezginleri gezginlerle buluşturan bir app! fikir basit ama zekice!. gezgin gideceği yeri seçiyor tarihi giriyor ve o yerde aynı tarihlerde olacak diğer gezginleri gösteriyor. benim gibi genelde hep tek gezen tipler için çok iyi bir çözüm. gitmeden tanışır, gidince kaynaşırız.
Avrupa'nın en büyük hostel zinciridir. İngiltere'deki başarısından sonra diğer Avrupa şehirlerinde de kurulmuştur.
Hostelin altında mutlaka barı vardır. Bu yüzden gençler arasında popülerdir. Yani eğlenmek için gece mekan aramanıza gerek yoktur, alt kat zaten hostele özel bardır, her türlü insanla bu barda tanışırsınız, hoşlaşırsanız üst kata çıkmanız kolaydır :P
son yıllarda çok para kazanma hırsıyla odalarını 3lü ranzaya çevirmeye başladılar. bu da biraz kalitesini düşürdü, işin boku çıktı. eskiden üstteki adam yatakda dönünce sallanan ranza şimdi 3 kişinin dengede durmasına kaldı. tabi odada nefes alan sayısı arttıkça konforumuz ve rahatımız bozuldu. eskiden çok daha iyiydi.
yine de eğlence yönü en güçlü hostel organizasyonudur, aşağıdaki barı dışında gündüzleri ücretsiz şehir turu, akşamları pubcrawl'lar düzenler. barında yer içersen %25 indirimli ödersen. kalacak hostel arayan ama hangisine gideceğine karar veremeyenlere tavsiye edilir.
Hostelin altında mutlaka barı vardır. Bu yüzden gençler arasında popülerdir. Yani eğlenmek için gece mekan aramanıza gerek yoktur, alt kat zaten hostele özel bardır, her türlü insanla bu barda tanışırsınız, hoşlaşırsanız üst kata çıkmanız kolaydır :P
son yıllarda çok para kazanma hırsıyla odalarını 3lü ranzaya çevirmeye başladılar. bu da biraz kalitesini düşürdü, işin boku çıktı. eskiden üstteki adam yatakda dönünce sallanan ranza şimdi 3 kişinin dengede durmasına kaldı. tabi odada nefes alan sayısı arttıkça konforumuz ve rahatımız bozuldu. eskiden çok daha iyiydi.
yine de eğlence yönü en güçlü hostel organizasyonudur, aşağıdaki barı dışında gündüzleri ücretsiz şehir turu, akşamları pubcrawl'lar düzenler. barında yer içersen %25 indirimli ödersen. kalacak hostel arayan ama hangisine gideceğine karar veremeyenlere tavsiye edilir.
(bkz: levent gültekin) veya (bkz: cem toker)
dolar füze hızıyla yükselirken, bizim çözüm bulmasını umduğumuz kişilerdir. hala 'benim 5 dolarım bile yok, bana ne' diyen bilinçsiz bir kesim varsa kısaca şöyle diyeyim. Doların yükselmesi zaten zengini vurmaz, en çok gariban halkı vurur. Çünkü bu ülkenin ihraç ettiği her mal (giyimden tutun, tarım ürünlerine, yiyeceğe, elektroniğe, petrole aklına ne gelirse) pahalanır. pahalandığı için halka zam olarak yansır, yerel para değerini kaybeder enflasyon artar.. Peki parası olan zengin siyasiler için durum aslında 'sorun' mudur? Mesela, hayal ürünü bir örnek verelim, mesela bir siyasi tanıdığımız olsun. Adına A diyelim. A'nın oğlu var, eniştesi var işte akrabaları var. Kendisi direkt iş yapmıyor ama akrabaları sayesinde işleri iyi. bir gün yurtdışındaki bir ülkeden 15 milyon dolar bu siyasinin akrabalarına yollanıyor. Yollandığında dolar daha 3,5 tl. Türk lirasıyla; 52 milyon tl'cik ediyor. 3-5 ay geçiyor... dolar fırlıyor, adam bugün merak ediyor ve banka hesabına girip bakıyor,o da ne? ooo 52 milyon tl'ciği durduk yere olmuş mu 62 milyon tlcik. 4-5 ayda 10 milyon tl hangi iş kazandırır? bu durum siyasi için sorun mudur? Neyse biz de halk olarak 3-5 dolar yakar kendimize düşen show'u yaparız.
bu tamamen bir gözlemdir, doğru olabileceği gibi yanlış da olabilir. 10 seneyi aşkın bir süredir sıkı bir ekşi sözlük okuyucusuyumdur. 4-5 sene önceki entry'leri hatırlayınca son aylarda o kadar netleşti ki, iktidar partisine karşı yazılan eleştirel entry'ler sansürleniyor hissine kapılıyorum. zaten geçenlerde bir entry'nin başlığını editörler değiştirdi. diğer açık eleştirel başlıklar ise hemen arka plana atılıyor. bir grup yazar tarafından hemen karşı cevaplar veriliyor. ekşi'nin sahibi bu siteden çok ciddi bir para kazanıyor, dolayısıyla dertsiz başıma iş mi alacağım diye düşünebilir. sonuçta adamın malı. istediği gibi sitesini yönetir. eleştiriden ziyade bir tespit benimkisi. deneyimi olan varsa paylaşsın. izlenimim bu yöndedir.
27 mart 2018 tarihinde ruşen çakır'ın sunduğu medyascope özel yayınında bağımsız aday olarak 2019 başkanlık seçimlerinde aday olacağını açıkca belirtmiştir. Kazanabilme şansı tahmin edilinden çok daha yüksektir. Tabiki bunun için tüm muhalefet partilerinin karşısına rakip çıkartmayarak, bağımsız olarak bu adamı desteklemesi gerekir (ne olduğu belli olmayan ekmelettin'i destekleyen bu adamı 100 kat daha fazla desteklemeli) Şansı neden yüksektir?? levent gültekin islamcı bir geçmişe sahiptir, dindardır, dini de tayyip erdoğan kadar iyi bilir. buradan bakarsan akp ve muhafazakar kesimden oy olma potansiyeli vardır. kendisi ardağan'lıdır yani kürt kökenlidir. bu bağlamda 6,5 milyon kürt seçmenine cazip bir aday olabilir. aynı zamanda aydın, çağdaş ve laik birisidir. dinciliğin kötü bir şey olduğunu, atatürk'ün ve laikliğin bu ülke için değerini sık sık tekrarlar. dolayısıyla chp seçmeninden de oy alabilir. Tabiki 2019'kasım a kadar dayanabilirse. Malum, başta o ve yanında yer alacak her kişi binbir zorluk, problem ve zorluk yaşayacaktır. 15 sene önce hesabına yatan 2bin liranın bile vergisinin hesabı sorulabilir, susturulmak için tüm yasal yollara başvurulabilir. Gönül Cem Toker olsun isterdi ama bu da fena sayılmaz... 1,5 sene içerisinde hapse atılmazsa, şansı yüksektir.
arkadaşlar kendim bir çok kez yaptım, işe yarıyor. ancak bu taktikten yararlanmak için 2 şey gerekli. 1)Tek yön gitmelisiniz ve 2)Check-in'e bagaj vermeyeceksiniz. Yani cabin bag ile seyehat edecekseniz (ki çoğu backpackker'in sırt çantasını THY kabine alıyor, sorun olmuyor)
taktik basit.
dünyanın neresinde olursanız olun, New York, Londra, Berlin, Roma,Tokyo... farketmez. Dünya'nın herhangi bir yerinden Türkiye'ye yapacağınız tüm uçuşlar için geçerli. İyi anlaşılması için örnekle açıklayalım ve Tokyo örneğinden gidelim mesela. Yapacağınız şey; Tokyo-İstanbul uçak bileti arattırıp, faiş fiyatlar vermek yerine, Tokyo'dan Türkiye dışında THY'nin direkt uçtuğu başka bir yere bilet arattırmak. Mesela; Tokyo-Atina. Burada biraz zaman ve emek harcamanız lazım, fiyat farklı yakalayamazsanız başka alernatif şehirleri deneyeceksiniz. er ya da geç denk geliyor. Örneğimize dönersek; göreceksiniz ki Tokyo-İstanbul uçağı fiyatı, Tokyo-Atina(veya seçtiğiniz başka bir şehir) uçak fiyatına göre daha pahalı! (ne yani THY kendi milletini mi kazıklıyor diye düşünebiliriz, maalesef ) Bu fiyat farkı 15/20 euro'dan başlıyor ve 150 euro'ya kadar çıkabiliyor. 5 euro bile fark olsa neden daha fazla veresiniz ki?? sonuçta aynı yol :) Sonuç olarak biz de ucuz olan hangisiyse o bağlantıya bilet alacağız. Örneğimizden devam edersek, daha pahalı olan Tokyo-İstanbul bileti yerine, daha ucuz olan Tokyo-Atina biletini alacaksınız. Şuan daha olayın cinliğini kavrayamayan arkadaşlar varsa, muhtemelen ''iyi de ne işim var ulan benim Atina'da, ben Tükiye'ye uçmak istiyorum'' diyebilirler. THY'nin bütün dış hat uçuşları, istisnasız Istanbul aktarmalı (Istanbul hub olarak kullanılıyor) Yani, Tokyo'dan seni önce istanbul'a getirecek, sonra istanbul'dan atina'ya götürecek. Ee sende istanbul'da Atina uçağına geçmek yerine elini kolunu sallayıp çıkıp evine gideceksin. Bir nevi Atina bağlantı uçağını bilerek kaçırmış oluyorsun ama hedef noktana daha ucuza varıyorsun.
taktik basit.
dünyanın neresinde olursanız olun, New York, Londra, Berlin, Roma,Tokyo... farketmez. Dünya'nın herhangi bir yerinden Türkiye'ye yapacağınız tüm uçuşlar için geçerli. İyi anlaşılması için örnekle açıklayalım ve Tokyo örneğinden gidelim mesela. Yapacağınız şey; Tokyo-İstanbul uçak bileti arattırıp, faiş fiyatlar vermek yerine, Tokyo'dan Türkiye dışında THY'nin direkt uçtuğu başka bir yere bilet arattırmak. Mesela; Tokyo-Atina. Burada biraz zaman ve emek harcamanız lazım, fiyat farklı yakalayamazsanız başka alernatif şehirleri deneyeceksiniz. er ya da geç denk geliyor. Örneğimize dönersek; göreceksiniz ki Tokyo-İstanbul uçağı fiyatı, Tokyo-Atina(veya seçtiğiniz başka bir şehir) uçak fiyatına göre daha pahalı! (ne yani THY kendi milletini mi kazıklıyor diye düşünebiliriz, maalesef ) Bu fiyat farkı 15/20 euro'dan başlıyor ve 150 euro'ya kadar çıkabiliyor. 5 euro bile fark olsa neden daha fazla veresiniz ki?? sonuçta aynı yol :) Sonuç olarak biz de ucuz olan hangisiyse o bağlantıya bilet alacağız. Örneğimizden devam edersek, daha pahalı olan Tokyo-İstanbul bileti yerine, daha ucuz olan Tokyo-Atina biletini alacaksınız. Şuan daha olayın cinliğini kavrayamayan arkadaşlar varsa, muhtemelen ''iyi de ne işim var ulan benim Atina'da, ben Tükiye'ye uçmak istiyorum'' diyebilirler. THY'nin bütün dış hat uçuşları, istisnasız Istanbul aktarmalı (Istanbul hub olarak kullanılıyor) Yani, Tokyo'dan seni önce istanbul'a getirecek, sonra istanbul'dan atina'ya götürecek. Ee sende istanbul'da Atina uçağına geçmek yerine elini kolunu sallayıp çıkıp evine gideceksin. Bir nevi Atina bağlantı uçağını bilerek kaçırmış oluyorsun ama hedef noktana daha ucuza varıyorsun.
öncelikle koh rong nerede diye merak edenlerle başlayalım. Kamboçya'nın batısında ufak bir ada. Bundan 15 sene evvel Bora isminde bir Türk kamboçyalı bir kıza aşık oluyor. Ne yapalım ne edelim derken aşkı için Türkiye'den kamboçya'ya taşınıyor. E tabiki aşk da bir yere kadar, karın dıyurmuyor. Ne iş yaparım nerden para kazanırım derdine düşünce aklına şu fikir geliyor. 'ufak bir bot kiralayayım, bu botla da kamboçya anakaraya gelen turistleri yakınlardaki bakir adalara götürüp gezdireyim''. Ama sorun şu ki, kendisi de aslında bir turist. Gezdirdiği turistlerle beraber kamboçya adalarını keşfediyor. Keşfettiği adalarda turizime kapalı, sadece 50-100 kişilik yerel halkın yaşadığı el değmemiş cennet gibi adalar. Turistlerin ilgisini görünce, kendisi de beğenince, bu el değmemiş adalara taşınıyor. adada ilk önce küçük bir kafe, sonra zamanla bir restorant, sonrasında bir hostel, en sonunda bir otel açıyor. Bot sayısını arttırıyor ve kendi adasına turistleri taşıyarak, kendi işletmelerinde ağırlıyor. Uzun lafın kısası adam sıfırdan bir turizm adası yaratıyor. Bugün Koh Rong adası Kamboçya'nın en çok turist çeken yerlerinden birisi. Hatta Kamboçya hükümeti, sen bu işi iyi becerdin diyerek adanın elektrik, su dağıtım işlerini de bizim bora'ya devrediyor. Küçük bir krallık kuruyor. Ben gittiğimde adada değildi, görüşme şansını kaçırdım. ama adadaki diğer türkler tarafından anlatılan efsane hikaye böyle dilden dile dolaşıyor. (100 e yakın Türk yaşıyor orada, çoğu Bora'nın işletmelerinde çalışıyor )
Halkın çocuğu güvenilir yüzü Beyazıt Öztürk'ün Çiftlikbank reklamlarında oynadığını dün gibi hatırlıyorum. Beyaz'ın tabiki bu dolandırıcılarla bir bağı yok, esas demek istediğim butür halka mal olmuş güvenilir kişiler sırf para veriyor diye ne olduğunu bilmediği kurumların reklam yüzü olmamalılar. 'Para veriyorsa yaparım gerisine karışmam' yaklaşımı beyaz'a yakışmadı. Sırf o reklamında oynadı diye güvenip yatırım yapanlar olmuş olabilir. bu hafta programında bir özür dilerse iyi olur. tanıyanlar iletirse şık olur.