#tüm halikarnassosla entry'leri

genius / her sezon farklı bir bilim insanını konu alan dizi
1.sezon albert einstein
2.sezon pablo picasso ele alınmış
izledikten sonra insana kendisinin ne kadar boş şeylerle uğraştığını hissettiren ve erkekler konusunda oturup düşünmeye sevk eden şu anlık 2 sezonluk bir dizi
2.sezon fragmanı pablo picasso
1.sezon fragmanı albert einstein

çıldıranların, kafasında bişey oturtamayanların şarkısı bence.. bi denemek lazım :)
0:50 de çaldırmaya başlıyor

bled gölü dünya da büyülendiğim nadir yerlerden birisi.. nasıl anlatılır ki.. masalın içine düştüğünüzü bi düşünün.. gidin gidin kesinlikle gidin.

bir çok ülke ve şehir gezmeme rağmen geçtiğimiz 2017 de, çok sevdiğim bir insanın tavsiyesi üzerine izlediğim gezgin filmi. bu zamana kadar nasıl oldu da izlemedim diye dertlenmiştim. gerçek hikaye oluşu filmi daha içten, daha hissederek izlemenize sebep oluyor. eğer bir gezginciyseniz filmin içinde bi çok yerde kendinizi görebilirsiniz. filmin son kısımları beni çok üzdü, günlerce etkisinden çıkamadım.. düşünmeye sürükleyen bir film.. izlemediyseniz şimdiden iyi seyirler olsun..

“özgürlük, aradığın yerde olmayabilir, ama kalkıştığın yolculuk, seni özgürleştirebilir" güzel bir cümleyle başlayalım. ilk deneyimleyen biriyseniz ve kafanızda net bir kaç ülke yoksa, karar veremeyip bi çok yeri görmek istiyorsanız, bence yapın derim. fakat kimle, hangi şirket ile yapacağınız çok önemli. her şey çok kötü de olabilir, her şey hayalinizden bile daha da güzel olabilir. hayatınıza bir insan girebilir. bütün hayatınız değişebilir. ben daha önce yurt dışına eğitim sebebiyle çıkmama rağmen avrupa’yı gezmek için bu yola başvurdum. veriyorsunuz 990€ kafanız rahat şekilde 17-20 ülke geziyorsunuz. bu kadar az günde bu kadar ülke nasıl gezilir diye endişelenmeyin, tamam ülkenin en ince ayrıntısına kadar tabi ki görecek halimiz yok ama belli başlı önemli ne varsa hepsini görüyorsun, şehri hissediyorsun, insanları inceleyebiliyorsun, yemeklerini yiyorsun. ve en önemlisi kafana kazıyorsun nereyi bir daha görmek istediğini, ayrıntıya inmek istediğini ya da nereyi bir daha görmesemde olur dediğin yerleri. benim için en önemlisi buydu. mesela kesinlikle amsterdam’ı bir daha görmem gerek çünkü hiç bişey hatırlamıyorum. ya da ismi çok ün kazanmamış ama benim kalbimi feth etmiş olan slovenya, budapeşte, sırbistan, prag... ama italya’yı o kadar ince ayrıntısına kadar gezdim ki tarih kusucaktım o yüzden oraya bi daha gitmeme gerek yok diyemiyorum çünkü insanları ve ara sokaklarda ucuza satılan margarita pizzaları efsane. tabi insanoğlu doymuyor her yere bi daha gitmek istesede bunun önceliğini sıralayabiliyoruz artık en azından :) ben gezdim, gördüm, güzel anılarım oldu. süper insanlar hayatıma girdi ve hala hayatımdalar.. evde oturmayın gidin! ben 2016 senesinde eyobüs ile gitmiştim, şiddetle tavsiye ederim. eyo-15’e selamlar :) Eyobus (bkz: eyobus)

“ “özlem nasıl bir şey” diye düşünüyordu emre. “insan neyi özlüyor, başka bir insanı mı, yoksa onunla birlikte yaptığı şeyleri mi? o insan yerli yerinde duruyorsa, kendi hayatını sürdürüyorsa; özlemek onunla birlikte paylaşılan şeyleri özlemek mi?”
bir yeri özlemek, bir kişiyi özlemek, hayatın belli bir dönemini, mesela gençliği özlemek, bir yemeği özlemek, akrabaları özlemek, eski dünyayı özlmek, bir şarkıyı özlemek, açık havayı özlemek, bir kokuyu özlemek gibi sonsuz sayıda çeşitlendirilebilecek olan özlem kıvranışları beynin hangi kıvrımına yerleşerek insanın yüreğini böylesine buruyor olabilirdi? eğer birlikte yaşanan şeyler özlenmiyorsa, yavuklunun sadece yüzünü görmek hasreti dindirebilir miydi? elbette dindiremezdi. başkasıyla birlikte gördüğün zaman, hasret dindirilmiş olmazdı ki. tam tersine; kendisine olduğu gibi derine giren bıçak daha da kanırtılmış olurdu. ne tuhaftı! görmediği zaman özlememek ama gördüğü zaman özlemek... gökten aniden inen ve kaçmaya imkan tanımayan bir asit yağmuru gibi yakıcı bir özlemle tutuşmak...”
livaneli/konstantiniyye oteli/syf 389.

çadırımıza koyduğumuz isim. yıldızlara bakarken aklımıza interrail sayfasında gördüğümüz “onların 5 yıldızlı oteli var, bizim milyonlarca yıldızımız..” gibi bir yazı görüp hatırlanıp konulan bir isim olur. çevresini çember çeviriyor sandığım gezegende olur kendisi.(bkz: yüklediğim görsel)
.
resmî bilgi vermek gerekir ise: güneş sistemi'nin en büyük gezegeni olurmuş kendileri. güneş'ten uzaklığa göre beşinci sırada yer alır imiş. roma mitolojisindeki tanrıların en büyüğü olan Jüpiter'den geliyormuş adı. büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşmaktaymış ve gaz devleri sınıfına girmekteymiş kendileri.