#tüm i-am-a-fucking-butterfly entry'leri
tıpkı interrail gibi, moda sahil kitlesi. edebiyat, bilim, felsefe, psikoloji, sanat ya da üzerine konuşulacak değerli hiçbir şeye ilgisi olmayan bir yığın insan. bu kadar insan toplanıp neyi kanıtlamaya çalışıyorsunuz ya da neden kaçıyorsunuz bilmiyorum ama 10 kişiye 1 tane düşecek şekilde üstünüze terapist atmak istiyorum. iyileşin.
led zeppelin- stairway to heaven ve Pink floyd- goodbye Blue sky arasında kararsızım bu kararı ihtiyacım olduğunda vereceğim.
Sinop civarlarında tatlı bir teyzenin öküz arabasına binmiştim. teyzeciğim sıcaktan geberdiğimi görünce üstüme naylon bile örtmüştü. daha iyisini bir daha yaşamadım.
en sevdiğim bira, onu seçtim çünkü farklı bir kere, siyah.
sorun şu ki o da onu ne kadar sevdiğimin farkında. bir süredir bira içmediğim için, az önce açarken, açma halkasının altından bana biraz tısladı, üstüme dökülmek üzere biraz köpürdü. biranın en çok köpüğünü sevdiğimi biliyor, bilerek yapıyor. azıcık açıp bekledim, o sürede biraz konuştuk. seninle ilgili değil bira bile içemiyorum uzun zamandır, dedim, tamamen sağlık sebeplerinden dolayı, seninle alakası yok gerçekten, sorun bende. sakinleşince ürkütmeden açtım ve şimdi hasret gidererek sevişiyoruz.
sorun şu ki o da onu ne kadar sevdiğimin farkında. bir süredir bira içmediğim için, az önce açarken, açma halkasının altından bana biraz tısladı, üstüme dökülmek üzere biraz köpürdü. biranın en çok köpüğünü sevdiğimi biliyor, bilerek yapıyor. azıcık açıp bekledim, o sürede biraz konuştuk. seninle ilgili değil bira bile içemiyorum uzun zamandır, dedim, tamamen sağlık sebeplerinden dolayı, seninle alakası yok gerçekten, sorun bende. sakinleşince ürkütmeden açtım ve şimdi hasret gidererek sevişiyoruz.
hayallerin teklifi: "ab vatandaşı olmak ister misin?"
dün kaybettiğimiz değerli bilim insanı, idolüm.
üzülmekten de öte yas tutuyorum. m teorisi ne olacak şimdi? yeni bir şey bulduğumuzda kime koşacağız bilmiyorum. üstelik gerektiğinde bizi uzaylılardan stephen hawking'in koruyacağına güvenim sonsuzdu. bilmiyorum.
üzülmekten de öte yas tutuyorum. m teorisi ne olacak şimdi? yeni bir şey bulduğumuzda kime koşacağız bilmiyorum. üstelik gerektiğinde bizi uzaylılardan stephen hawking'in koruyacağına güvenim sonsuzdu. bilmiyorum.
arthur schopenhauer'in tartışma sanatının incelikleri kitabında bol bol aşağıladığı eylemdir. ayrıca düzgün bir tartışmayı yürütemeyen kişilerin kaybetmemek için başvurdukları diğer metodları da uzun uzun anlatmıştır.
Öfkesini dışa vuran kadındır.
küfürün somut bir tehdit olmadığının farkında olmamıza rağmen bizim için neden rahatsız edici bir şey olduğunu anlamak için biraz düşünelim.
freud der ki: "ok atmak yerine küfür eden ilk kişi uygarlığın kurucusuydu.".
haliyle size küfür edildiğinde rahatsız olduğunuz şey küfürün kelime anlamı olarak ifade ettiklerinden ziyade, karşınızdaki kişinin öfkesidir. öfkenin hedefi olan kişi ne kadar çok rahatsız olursa (bilinçli ya da bilinçsiz olarak) o kadar suçlu hissediyor demektir.
(buradan sonrasını küfürlerin anlamının cinsiyetçiliğinden ve feminist kaygılardan tamamen bağımsız olarak düşünüyorum)
bir kadının küfretmesi neden bir erkeğin küfretmesinden daha rahatsız edicidir?
çünkü hiçbirimiz kadının öfkesini ifade etmesine alışkın değiliz ki burası bambaşka bir konu.
küfürün somut bir tehdit olmadığının farkında olmamıza rağmen bizim için neden rahatsız edici bir şey olduğunu anlamak için biraz düşünelim.
freud der ki: "ok atmak yerine küfür eden ilk kişi uygarlığın kurucusuydu.".
haliyle size küfür edildiğinde rahatsız olduğunuz şey küfürün kelime anlamı olarak ifade ettiklerinden ziyade, karşınızdaki kişinin öfkesidir. öfkenin hedefi olan kişi ne kadar çok rahatsız olursa (bilinçli ya da bilinçsiz olarak) o kadar suçlu hissediyor demektir.
(buradan sonrasını küfürlerin anlamının cinsiyetçiliğinden ve feminist kaygılardan tamamen bağımsız olarak düşünüyorum)
bir kadının küfretmesi neden bir erkeğin küfretmesinden daha rahatsız edicidir?
çünkü hiçbirimiz kadının öfkesini ifade etmesine alışkın değiliz ki burası bambaşka bir konu.
yolda para kazanarak gezmekten daha iyi değildir. ben bir şekilde yolumu buldum. aynı şekilde çalışırken gezebilen yazar ve sanatçı insanlar tanıdım. imkansız değil, cesaret gerektiriyor çünkü yolda olmak yerleşik hayatın alışılmış rahatlığından mahrum kalmak anlamına da gelir. en az 22 yaşında kadar bütün hayatını sistemin planladığı şekilde yaşamak zorunda olan nesil için o kadar da kolay değil; zaten olması gerekenin bu olduğunu da düşünmüyorum. herkes gezgin olmak zorunda değil.