#tüm john-the-baptist entry'leri

torbacı mekanı, net.

dostoyevski - notes from underground

rezalet olan ve insanlara yiyecek adı altında silikonlu gıdalar satarak insanları zehirleyen marketler zinciridir.

ikisinin de yeri ayrı, niye seçim yapasın ki?

ben bu sporu birkaç yıl yaptım ama zevk almadım. Zevk almayı bırak ödev gibi hissediyordum, gitmeyince rahatsız hissediyordum. Birçok kişi de benimle hemfikir. Kimse durduk yere hadi gideyim ağırlık kaldırayım demiyor aslında. Herkes sonucu güzel olacak diye gidiyor. Bana kalırsa sadece kendini zorlayarak daha önce kaldırdığın ağırlığın yada yaptığın hareketin daha iyisini yapmak/ağırını kaldırmaktı bu spor. Çok fazla kafa çalıştırılacak bir eylem de değil. Bir takım oyunu olduğunu da söyleyemem. Sizin hayatınızı fena halde kısıtlayan bir eylem hatta, uyku düzeniniz olmalı, protein yemelisiniz falan. Arkadaşlarımda bir tanesi günde 5 öğün yemek yiyor mesela, günde 1 kilo tavuk nerdeyse. Hani sağlık için yapılıyordu bu? Hayatınızı yapmak istediklerinizi fazla kısıtlayan bi eylem değil mi aslında? Ne için yapıyorsun, gerçekten sağlık mı yoksa insanların seni beğenmesini mi istiyorsun? gerçekten ?

tulum peyniri + şekerli çay

Güzel olmayanı da vardır, ama güzel olanı da fazla güzel olabiliyor, evet ama enteresan olabiliyorlar. O çok güzel dediğiniz kız şaşırtıcı bir şekilde utandığından dolayı görüntülü konuşma yapamıyordu mesela. Türkiye'ye koysam o kız özgüven patlaması yaşar o ayrı.

şarkıları güzel olan progressive rock grubu (bkz. never let go)

ludovico einaudi - una mattina
ludovico einaudi - fly
matrix - clubbed to death
inception - time

edit: goodbye lenin soundtrack

yalnız olmasanız bile, devasa binalarının yanında küçücük kaldığınız ve fazla savunmasız hissettiğiniz kaçak şehri. Şehrin yüzde 70i kaçak. Geçen kaçak kalan arkadaşın yolladığı bir iş ilanında türkçe olarak yazılmış "eleman aranıyor, çalışma izni olmasa da olur" yazısını görünce de şaşırmadım. Greyhound'dan inince binlerce kişinin terminalde uyuduğunu görürsünüz. Bunun yanı sıra, çoğu kişinin bilmediği, new york'tan tek metro ile gidebildiğiniz jersey city'deki hoboken sahili akşam saatleri çok güzel olur, oradan new york ışıklarını izleyebilirsiniz. Uzun süre yaşarsanız, ortamlarına alışıp sevebilirsiniz ama kısa süreli gezilerde 3 günden fazla verilmesi gerektiğine inanmıyorum, muhtemelen bayarsınız. Unutmadan, grupon'dan bilet alıp brooklyn bridge'in orda cruise'a binin ucuz oluyor. Normal bilet alırsanız 3 katı fazla ödüyorsunuz.

edit: 1 dolarlık pizzayı unutmuşum :) bir öğünde 2 dilim pizzayla yani iki dolarla doyabilirsiniz.