#tüm journey-through-pressure entry'leri

(bkz: tekirdağ)
fakat neredeyse hiçbir tekirdağlı bu trenlerin ne zaman ne amaçla çalıştığını bilmez zira sürekli değişmektedir. çocukluğumda ulaşım amacıyla kullandığını söylediklerini hatırlıyorum fakat en son sadece yük taşımacılığı için kullanılıyordu. 1-2 yıldır tren istasyonu bölgesinden çok kez geçmeme rağmen hiç tren geçtiğini görmedim, öncesinde ise sıkça görürdüm. öldü mü kaldı mı bilinmeyen akıbeti belirsiz tren istasyonuna sahip şehirdir.
ağzımın iyi laf yapıyor olmasından ve insanların sorunlarını iyi tahmin edip, ne de olsa anladı anlatıyım bari demelerine sebep olabilme yeteneğimden midir bilemem, bi keresinde duran bi arkadaşla öyle sohbetler etmiştik ki, öyle ilginç dertlerini anlatmaya başlamıştı ki ineceğim yere geldiğimizde "kardeşim ya işin yoksa şu köşede bi çay içelim iyi geldi valla." demişti. bir çay diye oturup bir demlik çay içmiştik tabii...
18 ocak-26 ocak arasındaki tatilimi değerlendirmek için gitmek istediğim ülke. daha önce hiç yurtdışı tecrübem olmaması ve yaşımın genç olması itibariyle tecrübe kazanmak ve bunu uygun fiyata yapabilmek için 2 aday ülkemden birisi.
diğeri için (bkz: bulgaristan)
geçenlerde 125'liğini alan arkadaşımın test ettiğim motoru. tarzını sevenler için her anlamıyla üst segment bir motor fakat benim gibi cruiser/chopper sevdalılarına hiç ama hiç hitap etmemektedir.
doğduğum, büyüdüğüm, 18 yılımı geçirdiğim memleketim. öncelikle merkezinde yaşamış biri olarak, merkez (sonradan süleymanpaşa ismini aldı) ve çorlu birbirinden bambaşka koşullarda. çorluda istanbulun karmaşasını, huzursuzluğunu, güven seviyesinin düşüklüğünü hatsafhada hissedersiniz. halbuki merkezde her şey çok farklıdır. tekirdağ merkez insanıyla ve insanlarının yaşam tarzıyla türkiye standartlarının tamamen dışında olan, izole olmuş bir yerdir. anadoluda yaşayan birçok insanın tekirdağa geldiğinde "avrupaya mı geldim abi ya?" "sanki yurtdışına çıktık bu kadar mı fark eder ?" gibi sorularına şahit olmuşluğum çoktur. kaldı ki (siyasi parti hedef almaksızın) belediyenin son yıllarda şehri mahvetmesi ve aşırı göç şehrin eski yaşanılabilirliğini alıp götürmüştür. gereksiz güzergah değişimleri sebebiyle hiç trafiği olmayan bir şehre adeta istanbul trafiğini getirmişler, toplu taşımayı mahvetmişlerdir. 2-3 kilometrelik bir yolu otobüsle 30-40 dakika gibi bir mesafeye gitme rezaletini size yaşatan sistemi zorla kurmuşlardır. şu anda altunizadede yaşayan bir öğrenci olarak tatillerde tekirdağa gidiceğimde altunizadeden esenlere 3 vesait (otobüs, marmaray, metro) değiştirmeme rağmen 30-40 dakikada gidebiliyorum, tekirdağın toplu taşımasının rezaletliğini en iyi böyle açıklayabilirim. ayrıca toplu taşıma ücretleri çok yüksek, üçün beşin hesabında olduğumdan değil ama yine de diğer şehirlerde çok daha uzun yollara, metro gibi mucizevi icatlara çok daha az para verirken en uzun rotası 3-4 km olan otobüslerin pahalı olmasını "kazık" olarak görüyorum. belediyenin kazdığı bazı yollar yıllardır hala kazılı durumdadır. 4-5 yıl önce tekirdağın yollarına avrupa gibi diyebilirken bugün köy yolu gibi diyebilmekten öteye gidememekteyiz. insanlar sıfır araba almaya korkar oldu çünkü yollar öyle böyle değil, görmeden de inanılacağını düşünmüyorum ama inanın abartmıyorum. umarım en yakın zamanda eski güzelliğine kavuşur güzel memleketim. bir başkadır tekirdağ, deniziyle, manzarasıyla, insanıyla...