#tüm lover entry'leri
patates kızartmaları harika olan, kaliteli malzemeler ile fast food yemek istediğinizde gidebileceğiniz mekan. istanbul'da lüks segment avm içlerinde şubeleri bulunuyor.
hayalleri olan, hayallerinin peşinde koşan ve olduran alfa kadın.
tanıyanın asla unutamayacağı, tanımayanın ömrünce pişman olacağı
nev-i şahsına münhasır "insan"
tanıyanın asla unutamayacağı, tanımayanın ömrünce pişman olacağı
nev-i şahsına münhasır "insan"
dünyanın en küçük ülkesi. çok etkileyici bir müzesi var, her yeri ayrı bir sanat eseri. roma'dan vatikan’a geçmiştik biz. bunun için metro şart. 100 dk. yolculuğun tek yön 1.5 euro bilet ücreti var. metrodan inildiğinde vatikan müzesi en yakın nokta. biletler tüm müze için 14 euro. bir de 8 euro'luk sınırlı bilet vardı. biz full bilet aldık ama yarısını gezemedik müzenin, çünkü gez gez bitmedi bir türlü. müzeden çıktıktan sonra vatikan merkezine gitmek için yokuş yukarı olan yönü tercih ederlerse yol çok uzun. biz gişedeki memurun yönlendirmesiyle o yoldan gittiğimiz için vatikan’ın tüm çevresini dolaşarak tavaf etmiş olduk. hacı sayılabiliriz yani artık.
metro bileti alırken yardımcı olmaya gelen birileri olursa kesinlikle yardım kabul edilmemeli, bu tipler yardım ediyorum ayağına makinenin verdiği bozuk paralardan 1 euro- 50 cent gibi tırtıklayıp sanki makine eksik vermiş gibi yapabiliyorlar. böyle bir durumda kesinlikle polise giderim diyerek paranızı geri isteyin, bizden 1 euro tokatlıyordu adam az kalsın ama bandırma çocuğuyuz evelallah kaptırmadık paramızı.
ayrıca vatikan ‘a gidileceği zaman dönüş yolunda piazza spagna var. orada mola vererek spagna meydanı da görülmeli. birçok lüks markanın mağazalarının da olduğu bir meydan burası. spagna meydanı'nda mola verilecekse metro biletini günlük almak daha mantıklı. çünkü metro biletleri tek kullanımlık ve 100 dk. içerisinde süresi bitiyor.
metro bileti alırken yardımcı olmaya gelen birileri olursa kesinlikle yardım kabul edilmemeli, bu tipler yardım ediyorum ayağına makinenin verdiği bozuk paralardan 1 euro- 50 cent gibi tırtıklayıp sanki makine eksik vermiş gibi yapabiliyorlar. böyle bir durumda kesinlikle polise giderim diyerek paranızı geri isteyin, bizden 1 euro tokatlıyordu adam az kalsın ama bandırma çocuğuyuz evelallah kaptırmadık paramızı.
ayrıca vatikan ‘a gidileceği zaman dönüş yolunda piazza spagna var. orada mola vererek spagna meydanı da görülmeli. birçok lüks markanın mağazalarının da olduğu bir meydan burası. spagna meydanı'nda mola verilecekse metro biletini günlük almak daha mantıklı. çünkü metro biletleri tek kullanımlık ve 100 dk. içerisinde süresi bitiyor.
italya’nın en güzel şehirlerinden biri. geçtiğimiz mart ayında gittim ve ne yenir, ne içilir, nerelere gidilir pek çok şey not ettim. öncelikle havalimanından roma şehir merkezine giden otobüsler var. çıkar çıkmaz sağa doğru yüründüğünde otobüsleri görmek mümkün. iki firma var birisi daha ucuz 5-6 euro fiyatlar, hangisi daha önce kalkacaksa ona binilebilir. ikisi de “termini” yani merkez tren istasyonuna gidiyor, yol yaklaşık 40 dk. sürüyor. tüm seyahatlerimde olmazsa olmazım mutlaka ama mutlaka merkezde bir otelde konaklamak. hep söyledikleri gibi şehirler yürüyerek daha detaylı keşfediliyor. merkezdeki oteller diğer otellere göre biraz daha pahalı olsalar bile, ödenen fiyat farkını şehri gezerken mutlak çıkartıyorlar. colloseum, piazza venezia, aşk çeşmesi, navona meydanı, pantheon vb. birçok yere yürüme mesafesinde bir otelde konakladım. hava da süper olunca muhteşem bir seyahat oldu, sadece vatikan’a gitmek için metro kullandık, o kadar.
bütçe hesaplarken şehir vergisini unutmamalısınız. kişi başı günlük 7 euro şehir vergisi var ve bu bedel nakit olarak ödeniyor. kredi kartı ile ödeme imkanı yok.
colloseum civarında oldukça güzel mekanlar var. ana cadde üzerindeki mekanlardan uzak durun yeter. bu mekanlar hem pahalı hem de lezzet diğerlerine göre daha düşük.
önereceğim ilk mekan “alle carrette pizzeria” colloseum‘a inen ana caddenin bir paraleli, sürekli sıra bekleyerek yemek yenilebilen lokal bir yer. fiyatlar oldukça uygun, lezzet süper. adını hatırlamadığım bir şey vardı çok lezzetliydi, lazanya 'nın sigara böreği görünümlü olanını düşünün, muhteşemdi...
bir diğer mekan yine aynı sokakta bulunan, biraz daha lüks olan “la taverna dei fori imperiali”. yine kapısında sıra beklenen bir yer. burada rezervasyon şart çünkü ilk önerim olan mekanda içeride masa beklenebiliyor ama bunda kesinlikle içeri almıyorlar. gnocchi ’si süperdi...
“pizzeria da baffetto” roma‘da en ucuz yemek yediğimiz yerdi. 2 pizza + yarım litrelik şarap (şarap resimdeki gibi sürahide geliyor)
22 euro ödedik. pizzası harika! navona meydanına yakın olduğu için oraya gidildiğinde öğle veya akşam yemeği mutlaka burada yenmeli. sıra beklemeye kesinlikle değer!
navona meydanı’na inen ana cadde üzerinde bulunan “humana vintage” ikinci el eşyalar satan bir mağaza. ve o civardaki en uygun fiyatlı ürünler buradan alınabilir. kıyafetten tutun takıya kadar bir sürü şey bulmak mümkün. örneğin ben bir 19 euro‘ya gucci gözlük aldım. ayrıca pili olmadığı için çalışıp çalışmadığını bilediğim 12 euro’luk bir saat için pazarlığa giriştim. dedim ki “nereden bileceğim pil takınca çalıacağını?” “5 euro ver yürü git” dedi. aslında 9-10 euro vermeye bile razıydım. şu an tıkır tıkır çalışan, roma hatırası bir vintage saatim var. bir sokak satıcısının 26 euro‘ya sattığı el yapımı ahşap motosikleti de 12 euro‘ya aldım. 10 euro ‘dan fazla vermem demiştim ama adam “bari bir kahve parası at” deyince kıramadım. uzun lafın kısası, her türlü alışverişte pazarlık edilmeli mutlak.
colloseum‘a paralel caddede bir de ice club diye bir mekan var. bildiğiniz buz otel konseptinin bara uyarlanmış hali. içerisi -5 derece. 15 euro giriş ücreti var ve içeride bir kokteyl veriyorlar ücretsiz. kural şu: içeride istediğin kadar kalabiliyorsun ama çıkarsan bir daha giremiyorsun. roma ile alakalı bir konsept olmasa da yine de güzeldi.
navona meydanı harika. canlı müzik yapan 3 kişilik bir ekip var, inanılmaz keyifli bir yer. burada sürekli takıldığımız “vacanze romane cafe”nin çok kafa bir sahibi var. adam tipik italyan, eğlenceli, hoşsohbet. fakat adını hatırlayamıyorum şu an. eğer o kafeye giderseniz selam söylersiniz benden.
roma’da geçirdiğim 5 gün açık hava müzesinde yaşamış gibi hissettirdi bana kendimi. avrupa‘da gördüğüm en güzel şehirler listesinde ilk 3‘e girdi, üzülerek ve içim buruk bir şekilde döndüm memlekete. inşallah bir daha gidebilirim.
bütçe hesaplarken şehir vergisini unutmamalısınız. kişi başı günlük 7 euro şehir vergisi var ve bu bedel nakit olarak ödeniyor. kredi kartı ile ödeme imkanı yok.
colloseum civarında oldukça güzel mekanlar var. ana cadde üzerindeki mekanlardan uzak durun yeter. bu mekanlar hem pahalı hem de lezzet diğerlerine göre daha düşük.
önereceğim ilk mekan “alle carrette pizzeria” colloseum‘a inen ana caddenin bir paraleli, sürekli sıra bekleyerek yemek yenilebilen lokal bir yer. fiyatlar oldukça uygun, lezzet süper. adını hatırlamadığım bir şey vardı çok lezzetliydi, lazanya 'nın sigara böreği görünümlü olanını düşünün, muhteşemdi...
bir diğer mekan yine aynı sokakta bulunan, biraz daha lüks olan “la taverna dei fori imperiali”. yine kapısında sıra beklenen bir yer. burada rezervasyon şart çünkü ilk önerim olan mekanda içeride masa beklenebiliyor ama bunda kesinlikle içeri almıyorlar. gnocchi ’si süperdi...
“pizzeria da baffetto” roma‘da en ucuz yemek yediğimiz yerdi. 2 pizza + yarım litrelik şarap (şarap resimdeki gibi sürahide geliyor)
22 euro ödedik. pizzası harika! navona meydanına yakın olduğu için oraya gidildiğinde öğle veya akşam yemeği mutlaka burada yenmeli. sıra beklemeye kesinlikle değer!
navona meydanı’na inen ana cadde üzerinde bulunan “humana vintage” ikinci el eşyalar satan bir mağaza. ve o civardaki en uygun fiyatlı ürünler buradan alınabilir. kıyafetten tutun takıya kadar bir sürü şey bulmak mümkün. örneğin ben bir 19 euro‘ya gucci gözlük aldım. ayrıca pili olmadığı için çalışıp çalışmadığını bilediğim 12 euro’luk bir saat için pazarlığa giriştim. dedim ki “nereden bileceğim pil takınca çalıacağını?” “5 euro ver yürü git” dedi. aslında 9-10 euro vermeye bile razıydım. şu an tıkır tıkır çalışan, roma hatırası bir vintage saatim var. bir sokak satıcısının 26 euro‘ya sattığı el yapımı ahşap motosikleti de 12 euro‘ya aldım. 10 euro ‘dan fazla vermem demiştim ama adam “bari bir kahve parası at” deyince kıramadım. uzun lafın kısası, her türlü alışverişte pazarlık edilmeli mutlak.
colloseum‘a paralel caddede bir de ice club diye bir mekan var. bildiğiniz buz otel konseptinin bara uyarlanmış hali. içerisi -5 derece. 15 euro giriş ücreti var ve içeride bir kokteyl veriyorlar ücretsiz. kural şu: içeride istediğin kadar kalabiliyorsun ama çıkarsan bir daha giremiyorsun. roma ile alakalı bir konsept olmasa da yine de güzeldi.
navona meydanı harika. canlı müzik yapan 3 kişilik bir ekip var, inanılmaz keyifli bir yer. burada sürekli takıldığımız “vacanze romane cafe”nin çok kafa bir sahibi var. adam tipik italyan, eğlenceli, hoşsohbet. fakat adını hatırlayamıyorum şu an. eğer o kafeye giderseniz selam söylersiniz benden.
roma’da geçirdiğim 5 gün açık hava müzesinde yaşamış gibi hissettirdi bana kendimi. avrupa‘da gördüğüm en güzel şehirler listesinde ilk 3‘e girdi, üzülerek ve içim buruk bir şekilde döndüm memlekete. inşallah bir daha gidebilirim.
annemle oynadığım oyunlar ve söylediğim şarkılar... (mekanı cennet olsun)
hak edene hakkının geç de olsa teslim edilmesidir.
way down we go - kaleo
love of my life - queen
love of my life - queen
çok sevimli ve okuduğumda yüzümde bir gülümseme yaratan haber. özgür ruh işte...
candan erçetin'in seslendirdiği harika şarkı.