#tüm mavi-bisiklet entry'leri

Kimin elinde nelere şahit olduğunu bilmeden ama öğrenmeyi delicesine isteyip az biraz satıcısından bilgi sahibi olup yutkunarak içimden “dile gel söyle neler gördün bugüne kadar kimin göz bebeğiydin??” demek istememe sebep olan eşyalardır benim için. Tam olarak böyledir. Ben o çay fincanıyla o zamana ışınlanmak o sofraya oturmak isterim. O kılıcı kim doğrulttu, hangi duvara astı bilmek isterim. O oyuncakla oynayan çocuk bu hayattan gözleri açık mı gitti? O kitaplar hangi ellerde dolaştı tek tek görmek isterim. İşte benim için ifadesi bu. Sadece “çok güzeller şunlara bak” değil benim için. Maddi değerine de yallah açıkçası. En son Hitler nişanı gördüğümde nasıl çığlık attığıma arkadaşım şahittir. Çünkü çok büyük bir tarihin tanığı o . Çok büyük acıları olduğu yerden sessiz sessiz izledi. Bir su matarası hangi yolculuklara hangi maceralara atıldı denilerek alındıysa anlamı vardır. Bilmiyorum ciddi iştir işte
wandanın aşırı zevksizliği bir tek beni benden almıyordur sanırım. yeni sevgilisinin mal varlığını bilmem ama tarzı korkunç
eski enerjisini ve eğlencesini kaybetmiş maalesef :( insanlar artık yunanda başka adaları popüler etme peşindeler.
1 ay öncesine kadar ara ara aklıma düşen, sonrasında "olsun ya burası da vatan sonuçta, herşeyimiz burada" diyerek sürekli olarak arka plana attığım ve ertelediğim bir istek. son 1 ayda ise istekten ziyade zorunluluk hissediyorum. her sabah farklı bir olaya, farklı bir endişeye, farklı bir acıya uyanıyoruz. bu psikolojik olarak insanı çok yoran bir durum. geçinmeye mi çalışalım, güvenliğimizi mi sağlayalım, adaletin sağlanması için mücadele mi edelim? ne yapalım, hangi birini yapalım bilemiyoruz. zannediyorum ülkenin %80 i falan bu durumda şu anda. ben şahsen hayatımı sürdürmekte oldukça zorlanıyorum. sağlıklı, stabil bir psikolojide kalmakta zorlanıyorum. ruh halim sürekli inişli çıkışlı. insanın vatanından ayrılması zor elbette, evimiz burası, sevdiklerimiz burda, kültürümüz, temellerimiz burda. insanın toprağından ayrılıp bilmediği bambaşka bir kültüre, hele ki tek başına gitmesi çok zor. kültürü farklı, dili farklı, her ne koşulda olursa olsun o "gurbetçi" olma hali.. işte şu an öyle bir duruma geldik ki tüm bu zorlukları göze alıp arkamıza bile bakmadan huzura, güvenliğe, adalete koşasımız var.