#tüm muptezelgezgin entry'leri
I was born to live, in pursuit of the penultimate high. I am guaranteed a Homeric death, when it's my time to die.
Ülkemizdeki herkese ve herşeye tezat, oldukça karakterli, samimi, yardımsever, insan. Yüzlerce insanın hayatına, kalbine dokunan. Onları bisiklete binmeye, seyahat etmeye, fotoğraf çekmeye, kısaca yaşamaya, her anı keyifle yaşamaya teşvik eden güzel insan.
istanbul- hong kong. 3 ay içerisinde 4 defa gidip gelmiş sonrasında Sarah’ın hayatımın kadını olmadığını farketmiştim
Yakında orta asya üzerine geniş geniş entryler ile insanları orta asya seyahatlerine teşvik edeceğim popülarite ivmesi her geçen gün yukarıya doğru giden sözlügümsü sey
Dumskaya Ulitsa No:9 St. Petersburg
Bar Dacha’nın sokağı. Ne olursan ol gel...
Bar Dacha’nın sokağı. Ne olursan ol gel...
Bildiğiniz üzere ankara-kars hattı aralık ayında yuksek hızlı trene dönüştürme çalışması kapsamında kapatılacak. Ve bu hat karstan tiflis oradan baküye çalışacak. 30 Ekim itibari ile ilk seferi yapılan hat ile orta asya artık yanıbaşımızda.
Tebrizden kendovana geçmek üzere sabah 9 gibi hostelden ayrıldım saat onikiye kadar bir tane araç durmadı. Toplu taşımaya yönelip kendovana ulaştıktan sonra ertesi gün tahrana doğru dönüşe geçtiğimde pek umutlu olmadan bir iki saat kadar sırtımda çantam ile bekleyip yine olumsuz cevaplar aldım. İrana giden kiminle karşılaşsam bu konuda iranin cennet olduğuna değindi lakin ben pek faydalanamadım.
Not: Orta Asya’nın tamamını çin’e dek otostop ile gezdim sonrasında, hiç sıkintı çekmedim.
Not: Orta Asya’nın tamamını çin’e dek otostop ile gezdim sonrasında, hiç sıkintı çekmedim.
Orta Asya’da tıra otostop candır. Elinin altindaki votkasini paylaşır şöför abimiz. 50 kmyi gecmezsiniz ama keyiflidir.
yakınlarda erivana gittim. bize adamların kültürleri ve mutfakları çok yakın. yemeklerin baziları bizim yemeklerimizle aynı sadece içindeki eti ve baharatları değişik ve gayet lezzetli. Onlarca mekan var kaçırmayın. Türkiyede ise hatay diyorum.
interrail türkiyenin efsanevi organizasyonu. Eleştirilere gelirsek ; kampta müziğin bangır bangır çaldığı alanın 50-60 m ilerisinde derenin sol yanında ağaçlar arasında kurmuştum çadırımı. Biraz arka tarafta olduğum için insanlardan biraz uzak ve gayet keyifliydi ben ve arkadaşım için lakin katılımcıların doğa ve çevre ile alakadar olmayan hareketleri kampa gölge düşürmüştür. Mesela ağaç kesilmesi, lan ağaç ne olursa olsun nasıl olursa olsun, kuru ya da yaş, ağaç kesilir mi ? Kutsalımız la o ağaç kutsalımız. Nefes alıp veriyorsun sayesinde. Çocukların nefes alıp veriyor. Sen sırf aptal aptal eğleneceksin diye ağaç kesilir mi ? Yazık be kardeşim. Gözlerimle gördüm kuru dal toplarken, müdahele ettim. Sünepe sünepe cevaplar aldım sadece ve engel olamadım. Adam balta ile gelmiş sonuçta kampa, ne olacaktı. Sonra çöp meselesine geleyim. Arkadaşlar biz arabalarının camlarından sürekli çöp atan, evlerinin pencerelerinden çöp atan, sokakta yürürken çöp atan, yine sokakta hareket halinde iken tıksıran, öksüren, tüküren bir toplumuz. Dolayısıyla kendimizi o konuda çok geliştirmişiz. Kampa gidip çöpümüzü poşete koymaktan aciz olmak bu gelişmişliklerimizden bir tanesi. Sonrasında yaptığımız işe kamp, doğa, tabiat kelimelerini içeren cümleler kuruyoruz. Ulan ne alakanız var sizin doğa ile tabiat ile ona zarar vermekten başka. Ben yanımda 15 e yakın çöp poşetimle gidip iki-üç tanesini çevremle paylaştım. Yemeğimi keza onlarca kişi ile paylaştım. Onlarca insanla tanışıp efsanevi sohbetler ettim. Bildiğin gayet keyifliydi benim adıma. Lakin değerli arkadaşlarımızın birçoğu doğaya tecavüz etti. interrail türkiye ailesinin tek eksiği kendilerinin de farkettiği mobil tuvalet işini ayarlamamış olmalarıydı. Bir daha ki sefere katılımcıların daha dikkatli olacağına inanıyorum.