#tüm ozikosan entry'leri
zannımca dünyada bir örneği daha olmayan şehir. son derece fotojenik. benim hafızamda, oraya giderken sabah altıda yakalandığım kasırgayla kalacak.
tayland ve malezya'dan sonra singapur, amerika ya da isviçre gibi bir etki yaratıyor. o küçücük köşede nasıl böyle bir ülke var anlamak imkansız. mutlaka görülmesi gerek
bir gezginin unchartedı sevmemesi imkansız gibidir herhalde.
ilk kez yediğimde beynimden vurulmuşa döndüğüm yemek. sadece cağ kebap yemek için erzurum'a gidilir.
maraş dondurmasının dedesidir. maraş dondurması ilk olarak karsambaç biçiminde var olmuştur. karın içine pekmez, bal, yemiş ve meyveler eklenerek yapılır. sahlepin ve dondurucuların işin içine girmesiyle maraş dondurması ortaya çıktı.
balkan kökenli sanılsa da esas orijini ispanya'dır. adının anlamı da ispanyolca'dan tres (3) ve leche(süt) şeklinde gelmektedir. esasında üç farklı süt türünden yapılır. bunlara rağmen balkanlarda çok yaygın bir tatlıdır ve bir balkan tatlısı olarak meşhur olmuştur.
bosnayla ilgili en güzel anım; tarık hodzic'in sarajevo'daki köftecisidir. adam biz içeri girer girmez galatasaray diye bağırmaya başladı. etler ise acayipti. böyle et yemedim hayatımda. hele o sosisler. sarajevo'ya giden mutlaka uğrasın. çarşının ortasında
ilk seyahatim üniversite 3. sınıftayken gittiğim güney afrikaydı. ilk yurt dışı tecrübemdi ve tek başıma kalkıp johannesburg'a gittim. sonuç tam bir felaketti. gündüz vakti cadde ortasında gasp edildim. ne para ne telefon kaldı. allahtan hırsızlar delikanlıymış, pasaportu bırakmışlardı. bin bir zorlukla istanbul'a döndüm ama hayatımın en zor yolculuğuydu. parasızlıktan hava alanı musluklarından su içtim.