#tüm putoutthefire entry'leri

çanakkale'nin şirin bir ilçesi. doğası harikadır.

bu sene de şampiyonluğu vermiş takımım.

başkentimiz. birkaç kez uğramışlığım var. her ne kadar deniz kenarında yaşayanlar tarafından korkunç bir karasal şehir gibi düşünülse de, öyle değil. gayet büyük ve güzel yeşil alanları mevcut. özellikle odtü'nün içi türkiye'nin en güzel yerleşkelerinden biri olabilir. yemekleri ucuz, insanı çankaya çevresinde gördüğüm kadardıyla eğitimli ve kibar. memur olarak yaşanabilir.

halkı kendi tarihi ile gururlanabilir ama içinde bulunduğu durum berbat durumda olan ülke. daha yeni 2 avrupalı kadın turist neredeyse toplu tacize kurban gidecekti. erkek olarak bile alexandria'da girmek istemeyeceğiniz yerler mevcut. tarihi yönü için gidilebilir tabi, ayrı konu.

yıllardır yaşadığı siyasi belirsizlikler ve ekonomik krizlerle adeta kendi içine hapsolmuş bir ülke. Altyapı oldukça kötü, şehirlerin çoğunda elektrik kesintileri, su sorunları ve trafik kaosu sıradan bir durum. Eğitim ve sağlık gibi temel alanlar zaten ciddi şekilde yetersiz, çoğu zaman devletin sunduğu hizmetlere ulaşmak neredeyse imkansız. İnsan hakları konusunda da büyük sıkıntılar var, özellikle kadın hakları hala çok geri seviyelerde.

bütün sokakları birbirine benzeyen şehir. insanların "mutlu" olduğuna ilişkin bir önyargı var ama yıllarca yaşadığım kadarıyla söyleyebilirim ki o kadar da değil. gençlerin çoğu yunanistan'dan ümitsiz. özellikle sol kesimi. diğerleri ise göçmenlerden dolayı toksikleşme yolunda hızla ilerliyor. kalmadı artık o eski ege-akdeniz dertsiz tasasız hayatı.

izlerken artık hüzünlendiğim dizi ama olumsuz anlamda. zaman geçiyor ve o eski analog zamanlar hızla yerini dijital dünyaya ve sosyal izolasyona bırakıyor. şu dizideki sıcaklığı yeni dünyada tatmak mümkün değil gibi.

en büyük hobim. sanırım bisikletten daha fazla seviyorum. kafayı boşaltmak için birebir. bir kere denizin yanında-içinde yapılan bir eylem olduğu için keyif vermeme ihtimali yok. arayış, bekleyiş ve sonuç. müthiş bir keyif. oltaya balık vurduğu anda yükselen o nabız ve heyecanın tarifi çok zor bence.

evet bir hobi ama aynı zamanda bir hastalık da. işine yarayan, yaramayan, gerekli, gereksiz ne varsa almak istersin. bu da haliyle cepten gider. aynı zamanda gideceğin mera için de yakıt harcaman lazım bu da ayrı bir masraf kalemi. işin sonunda her şeye değiyor mu? o gün hiç balık tutmasam bile sonuna kadar değiyor.

bu markanın ayakkabısını sadece birkaç kez giydim ve tabanı neredeyse tamamen aşındı, üst kısmı da hızla deforme oldu. Hiç beklemediğim bir durumdu çünkü bu markayı genelde fiyat/performans açısından tercih ediyordum, ama gerçekten kalitesiz malzeme kullanıldığını hissediyorsunuz. Bu kadar kısa sürede yıpranacak şeyleri almak istemezsiniz açıkçası.

ok güzel bir sosyal dokusu olan ilimiz. ekseriyeti seküler insanlar. emekli olunca kesinlikle yaşamak istediğim bir yerdir kendileri.