#tüm qdrlqlsn entry'leri
Annem muhteşem yüzyıl'ın sıkı takipçisiydi. Onunla beraber ben de izlerdim. Mustafa'nın Süleyman tarafından dilsiz cellatlara boğdurulduğu sahne dün gibi aklımda, çok ağlamıştım.
Elma.
Türkiye olmayacağı kesin.
Kyknın yemeklerini yedikten sonra içine düştüğüm vahim durum. Bildiğiniz evde yapılan her şeye hasretim. En çok özlediklerim ise sarma, kavurma ve bizim oraların yemeklerinden olan lopık.
-Ne okuyorsun ?
=Sosyoloji
-Ee ne olacaksın yani, o ne ?
Bir diğer versiyon da
-Ne okuyorsun ?
= Sosyoloji
-Atamaları hiç yok, iş bulmak çok zor, keşke başka şey okusaydın.
Gerçekten muhteşemsiniz. Sanki işsiz kalsam o bakacak bana. Ya sanane ?
He bir de arkadaşımın babası onun "sosyolojiyi bitirince deli doktoru olacağını" söylüyor, o geldi aklıma :)
=Sosyoloji
-Ee ne olacaksın yani, o ne ?
Bir diğer versiyon da
-Ne okuyorsun ?
= Sosyoloji
-Atamaları hiç yok, iş bulmak çok zor, keşke başka şey okusaydın.
Gerçekten muhteşemsiniz. Sanki işsiz kalsam o bakacak bana. Ya sanane ?
He bir de arkadaşımın babası onun "sosyolojiyi bitirince deli doktoru olacağını" söylüyor, o geldi aklıma :)
Üniversite sınavına girmeden önce ilk hedefim hukuk ve psikolojiydi. Ardından sosyoloji ve felsefe geliyordu. Sonuçlar neticesinde sosyoloji okumaya başladım. Üniversiteye geldikten ve psikoloji dersleri aldıktan sonra iyi ki psikolojiye gitmemişim diye şükretmiştim. Zaten genel olarak psikolojiye karşı bir önyargımız yok değil :) Ama felsefenin yeri çok ayrı, kardeş bölüm diyebiliriz. 3. Katın en güzel bölümlerinden. ( Ege'de okuyanlar anlayacaktır) Pek çok dersini aldım, hala da alıyorum. Aşırı keyifli, insana var olup olmadığını bile sorgulatıyor çoğu zaman. :)
Doğduğumdan beri istanbul'da olmama rağmen ancak lisede gidebildiğim yerlerden biri. Fakat şuan istanbul'un aşık olduğum tek yeri diyebilirim. Bir de bir zamanlar çok aşık olduğum adamla vakit geçirdiğim yerlerden. Tanıdık olmaz diye İstanbul'a geldiğinde tüm vaktimizi orda geçirmiştik. Moda'da deniz kenarında oturup dertleşip çay içmiştik falan. Güzeldi be. Hatıralar denizine saldı beni bu başlık.
Belki daha ucuz bilet bulurum diye önce diğer havayollarını gezdikten sonra tıpış tıpış döndüğüm havayolu şirketi. Bir nevi kürkçü dükkanı diyebiliriz.
Çok beğendiğim ama asla bir araya gelemeyeceğim bir erkek birey Ankaralı. Ankara deyince aklıma gelen tek şey o şu aralar. Ama o kadar imkansız ki, zaten dün gece sosyal medyadan da silmek zorunda kaldım kendisini. Daha bir şeyler başlamadan bitti yani.
İşte geldik gidiyoruz, bilinmez bir diyara..
Cem Karaca'nın en sevdiğim şarkısında geçer.
He bir de "eskiden karpuz idik, şimdi döndük biz hıyara" diyor ve gidiyorumm.
Cem Karaca'nın en sevdiğim şarkısında geçer.
He bir de "eskiden karpuz idik, şimdi döndük biz hıyara" diyor ve gidiyorumm.