#tüm ramiz-dayi entry'leri
tefeşle kayyüş illede kıtmir rap rap alavere dalavere kim ala da kim vere rap rap köşeleri möşeleri dön baba dönelim rap rap raptiye rap rap zaptiye zap zap rap diye devam eden
Sanatçı: (bkz: cem karaca)
Albüm: (bkz: nerde kalmıştık?)
Çıkış tarihi: 1992
Sanatçı: (bkz: cem karaca)
Albüm: (bkz: nerde kalmıştık?)
Çıkış tarihi: 1992
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu,
İnsanlık topluluğunun bütün fertleriyle uzuvlarının bu beyannameyi daima gözönünde tutarak öğretim ve eğitim yoluyla bu haklar ve hürriyetlere saygıyı geliştirmeye, gittikçe artan milli ve milletlerarası tedbirlerle gerek bizzat üye devletler ahalisi gerekse bu devletlerin idaresi altındaki ülkeler ahalisi arasında bu hakların dünyaca fiilen tanınmasını ve tatbik edilmesini sağlamaya gayret etmeleri amacıyla bütün halklar ve milletler için ulaşılacak ortak ideal olarak işbu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni ilan eder.
Madde 1
Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
Madde 2
Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir akide, milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin işbu Beyanname’de ilan olunan tekmil haklardan ve bütün hürriyetlerden istifade edebilir.
Bundan başka, bağımsız memleket uyruğu olsun, vesayet altında bulunan, gayri muhtar veya sair bir egemenlik kayıtlamasına tabi ülke uyruğu olsun, bir şahıs hakkında, uyruğu bulunduğu memleket veya ülkenin siyasi, hukuki veya milletlerarası statüsü bakımından hiçbir ayrılık gözetilmeyecektir.
Madde 3
Yaşamak, hürriyet ve kişi emniyeti her ferdin hakkıdır.
Madde 4
Hiç kimse kölelik veya kulluk altında bulundurulamaz; kölelik ve köle ticareti her türlü şekliyle yasaktır.
Madde 5
Hiç kimse işkenceye, zalimane, gayriinsani, haysiyet kırıcı cezalara veya muamelelere tabi tutulamaz.
Madde 6
Herkes her nerede olursa olsun hukuk kişiliğinin tanınması hakkını haizdir.
Madde 7
Kanun önünde herkes eşittir ve farksız olarak kanunun eşit korumasından istifade hakkını haizdir. Herkesin işbu Beyanname’ye aykırı her türlü ayırdedici mualeleye karşı ve böyle bir ayırdedici muamele için yapılacak her türlü kışkırtmaya karşı eşit korunma hakkı vardır.
Madde 8
Her şahsın kendine anayasa veya kanun ile tanınan ana haklara aykırı muamelelere karşı fiilli netice verecek şekilde milli mahkemelere müracaat hakkı vardır.
Madde 9
Hiç kimse keyfi olarak tutuklanamaz, alıkonulanamaz veya sürülemez.
Madde 10
Herkes, haklarının, vecibelerinin veya kendisine karşı cezai mahiyette herhangi bir isnadın tespitinde, tam bir eşitlikle, davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından adil bir şekilde ve açık olarak görülmesi hakkına sahiptir.
Madde 11
Bir suç işlemekten sanık herkes, savunması için kendisine gerekli bütün tertibatın sağlanmış bulunduğu açık bir yargılama ile kanunen suçlu olduğu tespit edilmedikçe masum sayılır.
Hiç kimse işlendikleri sırada milli veya milletlerarası hukuka göre suç teşkil etmeyen fiillerden veya ihmallerden ötürü mahkum edilemez. Bunun gibi, suçun işlendiği sırada uygulanabilecek olan cezadan daha şiddetli bir ceza verilemez.
Madde 12
Hiç kimse özel hayatı, ailesi, meskeni veya yazışması hususlarında keyfi karışmalara, şeref ve şöhretine karşı tecavüzlere maruz bırakılamaz. Herkesin bu karışma ve tecavüzlere karşı kanun ile korunmaya hakkı vardır.
Madde 13
Herkes herhangi bir devletin sınırları dahilinde serbestçe dolaşma ve yerleşme hakkına haizdir.
Herkes, kendi memleketi de dahil, herhangi bir memleketi terketmek ve memleketine dönmek hakkına haizdir.
Madde 14
Herkes zulüm karşısında başka memleketlerden mülteci olarak kabulü talep etmek ve memleketler tarafından mülteci muamelesi görmek hakkını haizdir.
Bu hak, gerçekten adi bir cürüme veya Birleşmiş Milletler prensip ve amaçlarına aykırı faaliyetlere müstenit kovuşturmalar halinde ileri sürülemez.
Madde 15
Her ferdin bir uyrukluk hakkı vardır.
Hiç kimse keyfi olarak uyrukluğundan ve uyrukluğunu değiştirmek hakkından mahrum edilemez.
Madde 16
Evlilik çağına varan her erkek ve kadın, ırk, uyrukluk veya din bakımından hiçbir kısıtlamaya tabi olmaksızın evlenmek ve aile kurmak hakkına haizdir. Her erkek ve kadın evlenme konusunda, evlilik süresince ve evliliğin sona ermesinde eşit hakları haizdir.
Evlenme akdi ancak müstakbel eşlerin serbest ve tam rızasıyla yapılır.
Aile, cemiyetin tabii ve temel unsurudur, cemiyet ve devlet tarafından korunmak hakkını haizdir.
Madde 17
Her şahıs tek başına veya başkalarıyla birlikte mal ve mülk sahibi olmak hakkını haizdir.
Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden mahrum edilemez.
Madde 18
Her şahsın, fikir, vicdan ve din hürriyetine hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir.
Madde 19
Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.
Madde 20
Her şahıs saldırısız toplanma ve dernek kurma ve derneğe katılma serbestisine maliktir.
Hiç kimse bir derneğe mensup olmaya zorlanamaz.
Madde 21
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
Halkın iradesi kamu otoritesinin esasıdır; bu irade, gizli şekilde veya serbestliği sağlayacak muadil bir usul ile cereyan edecek, genel ve eşit oy verme yoluyla yapılacak olan devri ve dürüst seçimlerle ifade edilir.
Madde 22
Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibariyle, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.
Madde 23
Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.
Herkesin menfaatlerinin korunmasi için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.
Madde 24
Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.
Madde 25
Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.
Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
Madde 26
Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlköğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.
Öğretim insan şahsiyetinin tam gelişmesini ve insan haklarıyla ana hürriyetlerine saygının kuvvetlenmesini hedef almalıdır. Öğretim bütün milletler, ırk ve din grupları arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu teşvik etmeli ve Birleşmiş Milletler’in barışın idamesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.
Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
Madde 27
Herkes, topluluğun kültürel faaliyetine serbestçe katılmak, güzel sanatları tatmak, ilim sahasındaki ilerleyişe iştirak etmek ve bundan faydalanmak hakkını haizdir.
Herkesin yarattığı, her türlü bilim, edebiyat veya sanat eserlerinden mütevellit manevi ve maddi menfaatlerin korunmasına hakkı vardır.
Madde 28
Herkesin, işbu Beyanname’de derpiş edilen hak ve hürriyetlerin tam tatbikini sağlayacak bir sosyal ve milletlerarası nizama hakkı vardır.
Madde 29
Her şahsın, şahsiyetinin serbest ve tam gelişmesi ancak bir topluluk içinde mümkündür ve şahsın bu topluluğa karşı görevleri vardır.
Herkes, haklarının ve hürriyetlerinin kullanılmasında, sadece, başkalarının haklarının ve hürriyetlerinin gereğince tanınması ve bunlara saygı gösterilmesi amacıyla ve ancak demokratik bir cemiyette ahlâkın, kamu düzeninin ve genel refahın haklı icaplarını yerine getirmek maksadıyla kanunla belirlenmiş sınırlamalara tabi tutulabilir.
Bu hak ve hürriyetler hiçbir veçhile Birleşmiş Milletler’in amaç ve prensiplerine aykırı olarak kullanılamaz.
Madde 29 İngilizce versiyonu
Madde 30
İşbu Beyanname’nin hiçbir hükmü, herhangi bir devlete, zümreye ya da ferde, bu Beyanname’de ilan olunan hak ve hürriyetleri yoketmeye yönelik bir faaliyete girişme ya da eylemde bulunma hakkını verir şekilde yorumlanamaz.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi tarihte en çok tercüme edilmiş bir dökümandır. 300’ün üzerinde farklı dillerdeki versiyonları Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komisyon Üyeliğinde bulunmaktadır.
Bu Türkçe versiyonu, İnsan Hakları Koordinasyonu Üst Kurulu tarafından tercüme edilmiştir.
İnsanlık topluluğunun bütün fertleriyle uzuvlarının bu beyannameyi daima gözönünde tutarak öğretim ve eğitim yoluyla bu haklar ve hürriyetlere saygıyı geliştirmeye, gittikçe artan milli ve milletlerarası tedbirlerle gerek bizzat üye devletler ahalisi gerekse bu devletlerin idaresi altındaki ülkeler ahalisi arasında bu hakların dünyaca fiilen tanınmasını ve tatbik edilmesini sağlamaya gayret etmeleri amacıyla bütün halklar ve milletler için ulaşılacak ortak ideal olarak işbu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni ilan eder.
Madde 1
Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
Madde 2
Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir akide, milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin işbu Beyanname’de ilan olunan tekmil haklardan ve bütün hürriyetlerden istifade edebilir.
Bundan başka, bağımsız memleket uyruğu olsun, vesayet altında bulunan, gayri muhtar veya sair bir egemenlik kayıtlamasına tabi ülke uyruğu olsun, bir şahıs hakkında, uyruğu bulunduğu memleket veya ülkenin siyasi, hukuki veya milletlerarası statüsü bakımından hiçbir ayrılık gözetilmeyecektir.
Madde 3
Yaşamak, hürriyet ve kişi emniyeti her ferdin hakkıdır.
Madde 4
Hiç kimse kölelik veya kulluk altında bulundurulamaz; kölelik ve köle ticareti her türlü şekliyle yasaktır.
Madde 5
Hiç kimse işkenceye, zalimane, gayriinsani, haysiyet kırıcı cezalara veya muamelelere tabi tutulamaz.
Madde 6
Herkes her nerede olursa olsun hukuk kişiliğinin tanınması hakkını haizdir.
Madde 7
Kanun önünde herkes eşittir ve farksız olarak kanunun eşit korumasından istifade hakkını haizdir. Herkesin işbu Beyanname’ye aykırı her türlü ayırdedici mualeleye karşı ve böyle bir ayırdedici muamele için yapılacak her türlü kışkırtmaya karşı eşit korunma hakkı vardır.
Madde 8
Her şahsın kendine anayasa veya kanun ile tanınan ana haklara aykırı muamelelere karşı fiilli netice verecek şekilde milli mahkemelere müracaat hakkı vardır.
Madde 9
Hiç kimse keyfi olarak tutuklanamaz, alıkonulanamaz veya sürülemez.
Madde 10
Herkes, haklarının, vecibelerinin veya kendisine karşı cezai mahiyette herhangi bir isnadın tespitinde, tam bir eşitlikle, davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından adil bir şekilde ve açık olarak görülmesi hakkına sahiptir.
Madde 11
Bir suç işlemekten sanık herkes, savunması için kendisine gerekli bütün tertibatın sağlanmış bulunduğu açık bir yargılama ile kanunen suçlu olduğu tespit edilmedikçe masum sayılır.
Hiç kimse işlendikleri sırada milli veya milletlerarası hukuka göre suç teşkil etmeyen fiillerden veya ihmallerden ötürü mahkum edilemez. Bunun gibi, suçun işlendiği sırada uygulanabilecek olan cezadan daha şiddetli bir ceza verilemez.
Madde 12
Hiç kimse özel hayatı, ailesi, meskeni veya yazışması hususlarında keyfi karışmalara, şeref ve şöhretine karşı tecavüzlere maruz bırakılamaz. Herkesin bu karışma ve tecavüzlere karşı kanun ile korunmaya hakkı vardır.
Madde 13
Herkes herhangi bir devletin sınırları dahilinde serbestçe dolaşma ve yerleşme hakkına haizdir.
Herkes, kendi memleketi de dahil, herhangi bir memleketi terketmek ve memleketine dönmek hakkına haizdir.
Madde 14
Herkes zulüm karşısında başka memleketlerden mülteci olarak kabulü talep etmek ve memleketler tarafından mülteci muamelesi görmek hakkını haizdir.
Bu hak, gerçekten adi bir cürüme veya Birleşmiş Milletler prensip ve amaçlarına aykırı faaliyetlere müstenit kovuşturmalar halinde ileri sürülemez.
Madde 15
Her ferdin bir uyrukluk hakkı vardır.
Hiç kimse keyfi olarak uyrukluğundan ve uyrukluğunu değiştirmek hakkından mahrum edilemez.
Madde 16
Evlilik çağına varan her erkek ve kadın, ırk, uyrukluk veya din bakımından hiçbir kısıtlamaya tabi olmaksızın evlenmek ve aile kurmak hakkına haizdir. Her erkek ve kadın evlenme konusunda, evlilik süresince ve evliliğin sona ermesinde eşit hakları haizdir.
Evlenme akdi ancak müstakbel eşlerin serbest ve tam rızasıyla yapılır.
Aile, cemiyetin tabii ve temel unsurudur, cemiyet ve devlet tarafından korunmak hakkını haizdir.
Madde 17
Her şahıs tek başına veya başkalarıyla birlikte mal ve mülk sahibi olmak hakkını haizdir.
Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden mahrum edilemez.
Madde 18
Her şahsın, fikir, vicdan ve din hürriyetine hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir.
Madde 19
Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.
Madde 20
Her şahıs saldırısız toplanma ve dernek kurma ve derneğe katılma serbestisine maliktir.
Hiç kimse bir derneğe mensup olmaya zorlanamaz.
Madde 21
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
Halkın iradesi kamu otoritesinin esasıdır; bu irade, gizli şekilde veya serbestliği sağlayacak muadil bir usul ile cereyan edecek, genel ve eşit oy verme yoluyla yapılacak olan devri ve dürüst seçimlerle ifade edilir.
Madde 22
Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibariyle, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.
Madde 23
Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.
Herkesin menfaatlerinin korunmasi için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.
Madde 24
Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.
Madde 25
Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.
Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
Madde 26
Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlköğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.
Öğretim insan şahsiyetinin tam gelişmesini ve insan haklarıyla ana hürriyetlerine saygının kuvvetlenmesini hedef almalıdır. Öğretim bütün milletler, ırk ve din grupları arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu teşvik etmeli ve Birleşmiş Milletler’in barışın idamesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.
Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
Madde 27
Herkes, topluluğun kültürel faaliyetine serbestçe katılmak, güzel sanatları tatmak, ilim sahasındaki ilerleyişe iştirak etmek ve bundan faydalanmak hakkını haizdir.
Herkesin yarattığı, her türlü bilim, edebiyat veya sanat eserlerinden mütevellit manevi ve maddi menfaatlerin korunmasına hakkı vardır.
Madde 28
Herkesin, işbu Beyanname’de derpiş edilen hak ve hürriyetlerin tam tatbikini sağlayacak bir sosyal ve milletlerarası nizama hakkı vardır.
Madde 29
Her şahsın, şahsiyetinin serbest ve tam gelişmesi ancak bir topluluk içinde mümkündür ve şahsın bu topluluğa karşı görevleri vardır.
Herkes, haklarının ve hürriyetlerinin kullanılmasında, sadece, başkalarının haklarının ve hürriyetlerinin gereğince tanınması ve bunlara saygı gösterilmesi amacıyla ve ancak demokratik bir cemiyette ahlâkın, kamu düzeninin ve genel refahın haklı icaplarını yerine getirmek maksadıyla kanunla belirlenmiş sınırlamalara tabi tutulabilir.
Bu hak ve hürriyetler hiçbir veçhile Birleşmiş Milletler’in amaç ve prensiplerine aykırı olarak kullanılamaz.
Madde 29 İngilizce versiyonu
Madde 30
İşbu Beyanname’nin hiçbir hükmü, herhangi bir devlete, zümreye ya da ferde, bu Beyanname’de ilan olunan hak ve hürriyetleri yoketmeye yönelik bir faaliyete girişme ya da eylemde bulunma hakkını verir şekilde yorumlanamaz.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi tarihte en çok tercüme edilmiş bir dökümandır. 300’ün üzerinde farklı dillerdeki versiyonları Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komisyon Üyeliğinde bulunmaktadır.
Bu Türkçe versiyonu, İnsan Hakları Koordinasyonu Üst Kurulu tarafından tercüme edilmiştir.
21 Mayıs 2011 yılında Taksim’de gerçekleştirilen protestolardan bir görüntü.
Çerkesler, Türkiye’de daha çok kendilerine has dansları, yemekleri, gelenekleri ve adetleri ile bilinmektedir. Bu durumun kökenlerini, Çerkeslerin asimilasyon kaygısıyla kültürel kimliklerini koruma amacıyla uzunca bir süre yürüttükleri faaliyetlere dayandırabiliriz.
Osmanlı’nın son döneminden itibaren ortaya çıkan, Çerkeslerin kurmuş olduğu sivil toplum kuruluşlarının ana amaçlarının kültürü ve geleneği korumak olduğunu görmekteyiz. Yaşadıkları trajik tecrübeler sonucu anavatanlarından ayrılmak zorunda kalan Çerkeslerin, yerleştikleri yeni topraklarda benliklerini koruma adına böyle bir refleks göstermeleri son derece anlaşılabilirdir. Türkiye’de ulus-devletin inşası sürecinde, siyasi ve toplumsal hayata, etnik kimlikleri ile istedikleri ölçüde dahil olamayan Çerkeslerin, kültürü bir siyaset aracı görerek, oradaki faaliyet alanını değerlendirme yoluna gittiklerini söyleyebiliriz.
Türkiye toplumunda, Türkiye’de Çerkeslerin geleneklerine bağlı insanlar olarak bilinmeleri durumunu açıklarken, bu durumu Çerkeslerin milli karakterine bağlamaktansa, Çerkeslerin mevcut şartlar altında bunu bir siyaset biçimi olarak kullandıkları fikri üzerinde durmanın isabetli olacağı kanaatindeyiz. Çerkeslerin sergilemiş oldukları diaspora milliyetçiliğinin en önemli bileşenini ise teknolojinin imkanlarını sonuna kadar kullanan, çok daha hızlı mobilize olabilen genç nesil oluşturmaktadır.
E-diasporaları oluşturan bu gençler, internet platformlarını kullanarak uzaktan anavatan siyasetine ve uluslararası siyasete etki edebilen diaspora milliyetçiliğinin özgün örneklerini sergilemektedirler. Türkiye’de gitgide çeşitlilik arzeden Çerkes STK’larının artan sayısından dahi anlayabileceğimiz üzere, Türkiye Çerkesleri arasında diaspora milliyetçiliği yükseliş göstermektedir. Çerkesler, bu süreçte Türkiye’nin ve Rusya’nın demokratik gelişim süreçlerinden etkilenirken aynı zamanda bu süreçlere katkılar sunacaktır.
Çerkesler, Türkiye’de daha çok kendilerine has dansları, yemekleri, gelenekleri ve adetleri ile bilinmektedir. Bu durumun kökenlerini, Çerkeslerin asimilasyon kaygısıyla kültürel kimliklerini koruma amacıyla uzunca bir süre yürüttükleri faaliyetlere dayandırabiliriz.
Osmanlı’nın son döneminden itibaren ortaya çıkan, Çerkeslerin kurmuş olduğu sivil toplum kuruluşlarının ana amaçlarının kültürü ve geleneği korumak olduğunu görmekteyiz. Yaşadıkları trajik tecrübeler sonucu anavatanlarından ayrılmak zorunda kalan Çerkeslerin, yerleştikleri yeni topraklarda benliklerini koruma adına böyle bir refleks göstermeleri son derece anlaşılabilirdir. Türkiye’de ulus-devletin inşası sürecinde, siyasi ve toplumsal hayata, etnik kimlikleri ile istedikleri ölçüde dahil olamayan Çerkeslerin, kültürü bir siyaset aracı görerek, oradaki faaliyet alanını değerlendirme yoluna gittiklerini söyleyebiliriz.
Türkiye toplumunda, Türkiye’de Çerkeslerin geleneklerine bağlı insanlar olarak bilinmeleri durumunu açıklarken, bu durumu Çerkeslerin milli karakterine bağlamaktansa, Çerkeslerin mevcut şartlar altında bunu bir siyaset biçimi olarak kullandıkları fikri üzerinde durmanın isabetli olacağı kanaatindeyiz. Çerkeslerin sergilemiş oldukları diaspora milliyetçiliğinin en önemli bileşenini ise teknolojinin imkanlarını sonuna kadar kullanan, çok daha hızlı mobilize olabilen genç nesil oluşturmaktadır.
E-diasporaları oluşturan bu gençler, internet platformlarını kullanarak uzaktan anavatan siyasetine ve uluslararası siyasete etki edebilen diaspora milliyetçiliğinin özgün örneklerini sergilemektedirler. Türkiye’de gitgide çeşitlilik arzeden Çerkes STK’larının artan sayısından dahi anlayabileceğimiz üzere, Türkiye Çerkesleri arasında diaspora milliyetçiliği yükseliş göstermektedir. Çerkesler, bu süreçte Türkiye’nin ve Rusya’nın demokratik gelişim süreçlerinden etkilenirken aynı zamanda bu süreçlere katkılar sunacaktır.
üstteki yazara cevabım muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur. intihar etmek duygusal bir şey değildir. sana intihar etme demeyeceğim ama bir başka kişinin intihar hakkındaki notlarını seninle paylaşacağım.
"
şimdiye kadar, ölmeyin diyenler, silahlı eylem yapmayın, demokratik mücadele edin diyenler susuyordu. susuyor ve hiçbir şey yapmıyorlardı. iktidar öldürmeye devam ediyordu.
sustuk... uzun süre sustuk... sadece yaşamlarımızı ortaya koyarak sürdürdük direnme savaşımızı... düşmanlarımız suskunluğumuzu zayıflık, güçsüzlük olarak yorumladılar. ahlaki ve siyasi hiçbir değeri kalmayanlar ise suskunluğumuzu, sadece yaşamlarımızı ortaya koyarak susuşumuzu anlamak istemediler. ve bu tavırlarıyla bizi şiddete karşı şiddet uygulamaya mecbur ettiler. nasıl ki iktidar katliamı devam ettirdiyse, insanlarımızın ölmesine göz yumduysa suskunluğumuzun da böyle süreceğini düşündüler.
"
alttaki yazara sorum kendinden daha büyük bir şeyin parçası olmak sana nasıl hissettirirdi. tarihe adını yazdırmış insanlar gibi hissetmek istemezmiydin ? böyle bir fırsat karşına çıksa bunun bir parçası olur muydun?
"
şimdiye kadar, ölmeyin diyenler, silahlı eylem yapmayın, demokratik mücadele edin diyenler susuyordu. susuyor ve hiçbir şey yapmıyorlardı. iktidar öldürmeye devam ediyordu.
sustuk... uzun süre sustuk... sadece yaşamlarımızı ortaya koyarak sürdürdük direnme savaşımızı... düşmanlarımız suskunluğumuzu zayıflık, güçsüzlük olarak yorumladılar. ahlaki ve siyasi hiçbir değeri kalmayanlar ise suskunluğumuzu, sadece yaşamlarımızı ortaya koyarak susuşumuzu anlamak istemediler. ve bu tavırlarıyla bizi şiddete karşı şiddet uygulamaya mecbur ettiler. nasıl ki iktidar katliamı devam ettirdiyse, insanlarımızın ölmesine göz yumduysa suskunluğumuzun da böyle süreceğini düşündüler.
"
alttaki yazara sorum kendinden daha büyük bir şeyin parçası olmak sana nasıl hissettirirdi. tarihe adını yazdırmış insanlar gibi hissetmek istemezmiydin ? böyle bir fırsat karşına çıksa bunun bir parçası olur muydun?
türkiye cumhuriyetini yöneten hükümet tarafından uygulanan eylem. oysa cumhuriyeti türkiye'ye getiren (bkz: mustafa kemal atatürk) dünya üzerindeki en büyük devrimcilerden birisidir.hiçbir devrimci emperyalizmin köpeği olmuş bir liderin arkasından yürümemelidir. devrimci lider halkın arasından çıkar. bir devrimi anlatan film olarak (bkz: v for vendetta) gibi, devrim isteyen genç insanları terörist olarak gören hükümet ve hükümet yanlısı insanların bu ülkede yozlaştırdıkları sistemden, böcek sürüsü gibi sırtlan sürüsü gibi beslenmekten vazgeçmediği için bu eylemleri gerçekleştirdğini hangi aklı başında insan görmüyor anlamıyorum. kurulan devrimci organizasyonların terörist olarak medya destekli bir şekilde insanlara uygulanan algı yönetimi ile empoze etmek nasıl bir zihniyetin ürünüdür. devrimi savunan hiç kimseyi emperyalizmin kurmuş olduğu terörist gruplara üye olarak gösteremezsiniz. emperyalizmin oluşturduğu bu terör grupları silahlı eylemlerle seslerini duyurmaya çalışan devrimciler olarak gösterilmektedir. devrimin hiçbir safhasında silah kullanmak insan öldürmek yoktur. devrim fikirle olmadığı sürece devrim gerçekleşmez. devrimin gerçekleşebilmesi için devrimci fikirde olan insanların statükoyu yöneten emperyalist insanlar ve onları destekleyen kandırılmış halkın sayısından fazla olmalıdır. devrim demokrasiyle olur. devrimci düşünceye sahip insanların birbirine kenetlenmesiyle seslerini demokrasiyle duyurmasıyla gerçekleşir.
emperyalizmin uşağı olan grupların silahlı eylemlerde bulunmaları saçmalıktır. devrim fiziki güçle değil ancak fikir gücüyle yapılır. (bkz: fikirler kurşun geçirmez) bu fikrin gerçek devrimciler tarafından anlaşılması ve birlikte fikri eylem gerçekleştirmeleriyle statükoda emperyalizme hizmet eden yöneticilerin hepsinin sonu olacaktır. ve türkiye de yaşayan halk bir aydınlanma yaşayacaktır. türkiye aydınlanması olacaktır. türkiye devrimi olacaktır. en büyük devrimci atatürkün dediği gibi:
"mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
ey türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"
peşin edit: burada bahsedilen devrimin şuan türkiye'de kendilerine devrimci diyen (bkz: pkk), (bkz: dhkp-c) ve diğer emperyalizmin uşağı olan gruplarla bir alakası yoktur. burada bahsedlen devrimci insanlar türkiye'de ve dünyada uygulanan hükümet sistemlerini ve yönetenleri kabul etmeyen insanların terörist olarak fişlenmekten korktukları için içlerindeki devrimci gücü bastırmalarıyla alakalıdır.
emperyalizmin uşağı olan grupların silahlı eylemlerde bulunmaları saçmalıktır. devrim fiziki güçle değil ancak fikir gücüyle yapılır. (bkz: fikirler kurşun geçirmez) bu fikrin gerçek devrimciler tarafından anlaşılması ve birlikte fikri eylem gerçekleştirmeleriyle statükoda emperyalizme hizmet eden yöneticilerin hepsinin sonu olacaktır. ve türkiye de yaşayan halk bir aydınlanma yaşayacaktır. türkiye aydınlanması olacaktır. türkiye devrimi olacaktır. en büyük devrimci atatürkün dediği gibi:
"mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
ey türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"
peşin edit: burada bahsedilen devrimin şuan türkiye'de kendilerine devrimci diyen (bkz: pkk), (bkz: dhkp-c) ve diğer emperyalizmin uşağı olan gruplarla bir alakası yoktur. burada bahsedlen devrimci insanlar türkiye'de ve dünyada uygulanan hükümet sistemlerini ve yönetenleri kabul etmeyen insanların terörist olarak fişlenmekten korktukları için içlerindeki devrimci gücü bastırmalarıyla alakalıdır.
bakalım neler olacak kardeş
sikinden element uydurmaktır. biriside çıkıp dememiş ki (bkz: sikkoin)
mesele cahil kalmaksa kardeş yüksek eğitimli dünya liderlerinin (bkz: kim jong) şerrinden iyidir. ama mesele şerri bitirmekse eğer (bkz: recep tayyip erdoğan) +1 imle destek verdiğim dünya görüşüdür.
Karamanoğlu mehmet bey üniversitesi rektörüdür. türkiye'nin bilim yuvalarının kimlerin elinde olduğunun açık göstergesidir. insanı memleketinden soğutan kişilerdendir. 21 yüzyılın vebasıdır, yüz karasıdır. biçaredir. avaredir. en kısa sürede istifasının istenmesi ve meslekten men edilmesi yönünde karar alınması gereken kişidir. bu ve bu gibi zihniyete sahip olan insanlara ülke içinde yetki alamaması için çalışmalar yapılmalı kamu vicdanı olaya el atmalıdır.