#tüm ucankurbagaa entry'leri
Uzun süreli yapılan yürüyüşlerin akşamında yapılacak kamplar için, gün içerisinde yürünecek mesafenin fazla tutulmaması; vücudun tek seferde fazla yorulmasının önüne geçilmesi. Günü birlik yürüyüşlerinizde 30-35km. yürüyorum, bu şekilde devam ederim diye kendinize yüklenmeyin. O rotayı ne şartlar altında bitireceksiniz belli olmayabiliyor.
Çoğu kişinin de belirttiği gibi fazla eşya her zaman düşmanınız, zulmetmeyin kendinize.
Kampa giderken çantanızı ağzına kadar doldurmamaya gayret gösterin. Çünkü ağzına kadar tıkıştırılmış bir çanta ergonomikliğini kaybedebilir. Hem çantanıza hem size yazık.
Mümkünse eğer ilk kampınıza araba ile gitmenizi ve komforlu bir kamp geçirmenizi öneririm. İlk seferinizde doğaya ve kamp atmaya küsmeniz olmaz.
Dağcılıkta kamp ateşi yakılmaz. Kampçı arkadaşlar bunu çoğu zaman göz ardı ediyor ve ateş etrafında oturmadan kamp mı olur gibi düşüncelere kapılıyorlar bazen. Kamp yapan kişilerin orada misafir olduğunu, bir avuç toprağın üzerinde ateş yakmanın orda bulunan çimene veyahut diğer canlılara ne gibi bir etkisi olduğunu ciddiye almıyorlar. Hayır. Bir diğer canlının hayatı sizin keyfinizden daha önemli. Eğer kamp yaptığınız yerde daha önce birileri ateş yakmış ve yeri duruyorsa onun üzerinde ateşinizi yakabilirsiniz. Ne diyeyim ki, en az zarara oynuyorum...
Kışın yapıyorsanız çadırınızın ufak havalandırmasını açık bırakmayı unutmayın. Yoksa sabahı uyanıp çadırın tavanına baktığınızda su buharının damlalar haline geldiğini görürsünüz.
Çadırın sinekliğini asla uzun süreli açık bırakmayın, ayakkabınızı dışarıda ulu orta bırakmayın. Süprize gerek yok
ÇADIRIN FAZLA YAKINIDA ATEŞ YAKMAYIN, İÇİNDEYKEN HİÇ YAKMAYIN. Çadır kumaşı gereği hemencecik yanıp kül olur. Çadırın içinde yaktığınız alev çadıra sıçrarsa çadırın yanarken üzerinize yapışır ve öyle yanar...
Şu an aklıma gelenler bunlardı, iyi eğlencelerr
Çoğu kişinin de belirttiği gibi fazla eşya her zaman düşmanınız, zulmetmeyin kendinize.
Kampa giderken çantanızı ağzına kadar doldurmamaya gayret gösterin. Çünkü ağzına kadar tıkıştırılmış bir çanta ergonomikliğini kaybedebilir. Hem çantanıza hem size yazık.
Mümkünse eğer ilk kampınıza araba ile gitmenizi ve komforlu bir kamp geçirmenizi öneririm. İlk seferinizde doğaya ve kamp atmaya küsmeniz olmaz.
Dağcılıkta kamp ateşi yakılmaz. Kampçı arkadaşlar bunu çoğu zaman göz ardı ediyor ve ateş etrafında oturmadan kamp mı olur gibi düşüncelere kapılıyorlar bazen. Kamp yapan kişilerin orada misafir olduğunu, bir avuç toprağın üzerinde ateş yakmanın orda bulunan çimene veyahut diğer canlılara ne gibi bir etkisi olduğunu ciddiye almıyorlar. Hayır. Bir diğer canlının hayatı sizin keyfinizden daha önemli. Eğer kamp yaptığınız yerde daha önce birileri ateş yakmış ve yeri duruyorsa onun üzerinde ateşinizi yakabilirsiniz. Ne diyeyim ki, en az zarara oynuyorum...
Kışın yapıyorsanız çadırınızın ufak havalandırmasını açık bırakmayı unutmayın. Yoksa sabahı uyanıp çadırın tavanına baktığınızda su buharının damlalar haline geldiğini görürsünüz.
Çadırın sinekliğini asla uzun süreli açık bırakmayın, ayakkabınızı dışarıda ulu orta bırakmayın. Süprize gerek yok
ÇADIRIN FAZLA YAKINIDA ATEŞ YAKMAYIN, İÇİNDEYKEN HİÇ YAKMAYIN. Çadır kumaşı gereği hemencecik yanıp kül olur. Çadırın içinde yaktığınız alev çadıra sıçrarsa çadırın yanarken üzerinize yapışır ve öyle yanar...
Şu an aklıma gelenler bunlardı, iyi eğlencelerr
2015 yılı zeytinli rock festivaline gidebilmek için aldığım 40 litrelik çantasını hala bugün saklamakta ve yer yer kullanmaktayım. çok kullanışlı mı? hayır, değil. ucuz muydu? evet, ucuzdu. neden mi aldım? o zamanlar ileride sırt çantası ile bir yerlere gideceğimi bilmiyor ve bir çanta ne kadar kullanışlı olabilir ki diye düşünüyordum... yanılmışım.
elimde bulunan modelin artık satışı yok ama hala etrafınızda görebilirsiniz. çünkü kolay kolay paralanmıyor çanta. yani bir şey olmuyor. arkadaş ne dikişleri kuvvetli, fermuarı sağlam çantaymış, bana mısın demiyor.
not: uzun yolda başka sırt çantası kullanmadım ama bu çanta ile uzun yürüyüşlere çıktığımda terim çantanın içerisindeki giysilerimi ıslatıyor. diğer çantalarda da benzer durum var mı bilmiyorum ama söyleme gereksinimi duydum bunu. ilk bu olayla karşılaştığım zaman çok tadım kaçmıştı çünkü.
çanta bu:
https://www.google.com/search?q=quechua+40l&client=opera&hs=e03&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=2ahUKEwjft4PyranrAhUUh1wKHa5aAgcQ_AUoAnoECAwQBA&biw=1326&bih=627#imgrc=ROOBnGyxQVrplM
elimde bulunan modelin artık satışı yok ama hala etrafınızda görebilirsiniz. çünkü kolay kolay paralanmıyor çanta. yani bir şey olmuyor. arkadaş ne dikişleri kuvvetli, fermuarı sağlam çantaymış, bana mısın demiyor.
not: uzun yolda başka sırt çantası kullanmadım ama bu çanta ile uzun yürüyüşlere çıktığımda terim çantanın içerisindeki giysilerimi ıslatıyor. diğer çantalarda da benzer durum var mı bilmiyorum ama söyleme gereksinimi duydum bunu. ilk bu olayla karşılaştığım zaman çok tadım kaçmıştı çünkü.
çanta bu:
https://www.google.com/search?q=quechua+40l&client=opera&hs=e03&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=2ahUKEwjft4PyranrAhUUh1wKHa5aAgcQ_AUoAnoECAwQBA&biw=1326&bih=627#imgrc=ROOBnGyxQVrplM
bir mersinli olarak bu asansörün herhangi bir engeli olan vatandaşlarımız için yapıldığını düşünüyorum, daha yerinde gidip görememiş olsam dahi. demek istediğim şu, tekerlekli sandalyesi ile gelen bir vatandaşımızın o merdivenleri inip-çıkamayacağı ya da aşağıya giden herhangi başka bir yol olmadığını biliyoruz. bu vatandaşımız sırf "engelli" (!) diye neden engeli olmayan diğer kişiler gibi inip burayı göremesin? bu kişinin engelini mi bahane göstereceğiz yoksa bu kişinin engelini hep birlikte ortadan kaldırmaya mı çalışacağız? gelişen ve değişen günümüzde "engelli" kavramını pek doğru görmüyor ve "engellenmiş kişi" kavramını savunuyorum. kusura bakmayın herkes aynı yetkinliklere ve özelliklere sahip olmuyor; kimi zaman da olamıyor. duyar kasmak değil bu sözlerim, olaya farklı bir açıdan bakmanız için yazılmış bir yazıdır.
tabii ortamın doğal güzelliğinin bozulmasını hiç kimse istemiyor. bu aşamada bu işi yapan kişilerin işlerini layıkı ile yapması elzem şartlardan birisidir.
tabii ortamın doğal güzelliğinin bozulmasını hiç kimse istemiyor. bu aşamada bu işi yapan kişilerin işlerini layıkı ile yapması elzem şartlardan birisidir.
çukurova üniversitesinde okurken yakın arkadaşımın erasmus yaptığı şehir. kış döneminde bende yanına gitmiştim. berlin schoenefeld havaalanına uçak biletini uygun fiyata almış, poznan'a o zamanların polskibus'ı ile geçmiştim. burada erasmus yapan öğrencilerin gittiği meşhur "cuba libre" isimli latin gece klubü bulunmakta ve değerli erasmus öğrencilerimiz akşamdan sabaha kadar burada zamanlarını geçirmektedirler.
bu şehrin bir albenisi olmadığını görmüştüm, insanın yolu düşmediği sürece illa poznan'a gidip oraları göreceğim diyeceğini sanmam.
bu şehrin bir albenisi olmadığını görmüştüm, insanın yolu düşmediği sürece illa poznan'a gidip oraları göreceğim diyeceğini sanmam.
geçen yaz gidip zirve çıkışı yapmayı kendime hedef koyduğum fakat hala bugün gerçekleştiremediğim eylem. fakat bir ilerleme olarak görülür mü bilmem ama dağcılık federasyonu "yaz dağcılık eğitimi"ne kayıt oldum bu yaz. dağda zirve tırmanışı yapmadan önce genellikle bir gece kamp yapılması gerektiğini gördüm ve bu kamp alanlarına (birden fazla çıkış rotası ve kamp alanı bulunmakta) ulaşma süresince yürünen yolda neredeyse kesin hafif bir yağmura maruz kalıyorsunuz. bu husus unutulmamalı diye düşünüyorum.
burası hakkında detaylı bilgiye ve daha güncel bilgiye ulaşmak için youtube'da yapacağınız aramalarda "yükleme tarihi" kısmını "bu yıl" olarak değiştirmenizi öneririm. bu sayede çıkışınızı planladığınız yıl içerisinde orada bir şeyler değişmiş mi, gidenler ne gibi zorluklarla karşılaşmış görebilirsiniz; en azından ben böyle yapıyorum.
not: orası yaban hayat ve orada ziyaretçi olduğunuzu unutmayın. ev sahiplerini olabildiğince rahatsız etmeden ve iz bırakmadan geçip gidin derim. götürdüğünüz gıdalara, kokusuna ve atık halinde nasıl saklayacağınıza dikkat edin. ev sahiplerinin bizlerden daha iyi koku aldığını unutmayın.
burası hakkında detaylı bilgiye ve daha güncel bilgiye ulaşmak için youtube'da yapacağınız aramalarda "yükleme tarihi" kısmını "bu yıl" olarak değiştirmenizi öneririm. bu sayede çıkışınızı planladığınız yıl içerisinde orada bir şeyler değişmiş mi, gidenler ne gibi zorluklarla karşılaşmış görebilirsiniz; en azından ben böyle yapıyorum.
not: orası yaban hayat ve orada ziyaretçi olduğunuzu unutmayın. ev sahiplerini olabildiğince rahatsız etmeden ve iz bırakmadan geçip gidin derim. götürdüğünüz gıdalara, kokusuna ve atık halinde nasıl saklayacağınıza dikkat edin. ev sahiplerinin bizlerden daha iyi koku aldığını unutmayın.
likya yolusayesinde fark ettiğim, inanılmaz güzel bir manzaraya sahip lokasyon. Bu yaz sadece 2-3 günlüğüne oraya gidip kamp yapmayı planladığım fakat çıkan pandemiden sonra bu aktiviteyi yapmayı doğru görmediğim eylem. internette gördüğüm bir drone çekimini buraya iliştiriyorum ve sizleri bu güzel manzara ile baş başa bırakıyorum
rica: burada gerçekleştireceğiniz herhangi bir faaliyette lütfen ateş yakmayın ya da daha önce yakılmış bir kül yığını bulursanız onun üzerinde yakın. hem yeni keşfedilmiş bir bölge çizgisini bozmaması hem de doğada iz bırakmamamız için
gelidonya feneri drone çekimi
rica: burada gerçekleştireceğiniz herhangi bir faaliyette lütfen ateş yakmayın ya da daha önce yakılmış bir kül yığını bulursanız onun üzerinde yakın. hem yeni keşfedilmiş bir bölge çizgisini bozmaması hem de doğada iz bırakmamamız için
gelidonya feneri drone çekimi