#tüm yerliamsterdam entry'leri

2005 yapımı Revolver. Paranın aslında ne kadar kolay kazanılabileceğini ve satranç'ın aslında hayatımızın ne kadar içerisinde oludğunu anlatan bir film. Anlamayanlar için ciddi anlamda beyin yakabilir.

ve tabiki başrolde Jason Statham oynuyor. İzlemeyenler varsa bana güvenebilirler :)
ilk posta cevaben.
Amsterdam central'den escape bar'a gitmek için bile en az 20 dakika yürümen gerekiyor. sen amsterdami redlighttan ibaret sanıyorsun galiba.

senede 3-4 kez gittiğim düzene ve insanlarına bayıldığım bir şehirdir amsterdam. Herkes huzurlu herkes rahat. bilindiği gibi yerel halk redlight'i kullanmıyor ve mümkün mertebe yakınından bile geçmek istemiyor.

halkın %85'i toplu taşıma yada bisiklet kullanıyor. Hava desen bi güneşli bi yağmurlu pek ayırt edemiyorsun. ülkenin kuzey batı tarafları daha bi soğuk ve çok rüzgar alıyor.
Herhangi bir yurt dışı ülkesine gittiğimde bir çok insan beni Türk'e benzetmiyor ve bu da beni farklı bir millet gibi görmelerine sebeb oluyor. neyse konu konuyu açıyor, laf lafı takip ediyor derken, bir çok konudan konuşuluyor tabi.

ama gördüğüm ve anladığım birşey varsa oda avrupalının yada herhangi bir dışarda yaşayan insanların Türkiye ve türkler hakkında pek bir bilgisi yok.

bi keresinde bana hala deveye mi biniyorsunuz demiştiler. hiç unutmam ağzına orada vurasım gelmişti. tabi dururmuym yapıştırdım cevabı. develer bitti sizinkilere binmeye geldik demiştim :P
son zamanlarda esrar hakkında ki esnek davranışları ve o güzel kadın ve biraları ile beni tamamiyle cezbeden bir şehir. bunlar işin eğlencesi tabiki.


2. dünya savaşında tek mermi bile sıkılmadan ele geçirilen Prag şehri ikinci dünya savaşı öncesi mimarisini hala taşıyor ve taşımayada devam edecek gibi. Arnavut kaldırımlı sokakları ve muhteşem yeşil şehri ile gidip görülesi bir yer. (bkz: prag)
Central istasyonundan indikten sonra şehre doğru, ana yoldan giderken sağ tarafınızda info office kalacak şekilde dar bir sokaktan içeri girin. Solunuz da Prix D'ami 'yi göreceksiniz. 4 katlı olan bu coffeshop en üst katında rahat koltukları 3D televizyonları, çokgüzel garsonlarıyla biz müptezellere çok iyi bakıyorlar. tavsiye ederim.

birde redlight'in güneydoğu tarafında BlueBird var. bu ikisini efsane şekilde tavsiye ederim. supersilverhaze yada amnesia içebilirsiniz. sativadır :P
şu cümleye sürekli takılmışımdır. ama benim kanaatimce "gezen gördüğünü, okuyan anladığını bilir."
bence kafii.
senelerden 1991 senesi. ilk yolculuğuma o zaman çıktım. başarılıydım 1. geldim ve bugüne kadar o yol senin bu yol senin barnak kaldırıyorum.
ilk 4'ü gibi muhteşem geçecek olan bir o kadar güzel yaylara,yollara, dağlara bayırlara , 2.5 metre çam altlarına kuracağımız çadırlarımızla; siz evde pinekler iken , gezginsözlük'te ne yazsam diye düşünürken tam o dakikalarda üff püfff diye pis nefeslerinizi dışarıya salgıladığınız anda, biz (artık o güne bağlı) çadırımızı kurmuş, ateşimizi yakmış, şarabımızı açmış gecenin sessizliğinde yıldızların bekçiliğinde eğlencemize devam edicizzzz..

sizleride beklerüq. öperigg
sokakları esrar kokan, ikinci dünya savaşında neredeyse hiç hasar almamış, avrupada ki bir çok şehirden daha eski tarihi olan, sokaklarında kaybolmak isteyeceğiniz arnavut kaldırımlarında ve yollarında zıplayarak gideceğiniz harika bir şehir.

*Trdelník aslen slovak tatlısı olan bu güzel şey çeşitli dondurmalarla yada sıcak çikolatayla falan yenilebiliyor. efsane şekerli ama bi okadar leziz tatlı kesin yiyin gari.


para birimi krooo :D
yanınıza 1.5 litre pet suyu olarak, bir güzel otluk çalılık arkası temiz bir yer buluyoruz. 2. aşama olarak iki baş parmağımızı iki böbreğimizin oradan aşağı doğru sıyırarak, altımızdaki nacizane insan üretimi kumaşı indirmiş oluyoruz.
bu aşamaları başarı ile tamamladıktan sonra öncelikle 1.5 litre pet şişemizin kapağını açıp, (Besinlerin Oksitlendirilmiş Kalıntısı)nı bırakmak istediğimiz hedefin yanına koyuyoruz.

hepimizin bildiği ve yüzyıllardır kullanılan, hayatında en az bir kere bile olsa yapmış olan bizler "Semt Oturuşu" diye tabir ettiğimiz, bağcılarda çok kişide görsekte orada sıçılmıyor olması ayrı bir olay.

semt oturuşunu da yaptıktan sonra artık düşünmesi gereken siz değilsiniz.

en fazla otlar kıçına değince bi irkilirsin yada karınca falan tırmanırsa ağayına falan onlarda kötü şeyler ıyyyghghghh