otostop anıları

/ 9
Olacak olan anılarım bir kaç hafta sonra oldugunda güncellemekten geri durmayacağım.
bursa mudanya'dan tirilye'ye gitmek için minibüslere bindik. üniversitemin ilk yılları ve hiç kimse daha önce tirilye'ye gitmemişti. biz bindik minibüse gidiyorken biri küçük bir bölgede inmek için şoföre seslendi. içimizdeki mimar arkadaş burası çok güzel isterseniz inelim dedi. biz o gazla aceleyle indik. deniz kenarına indik, fotoğraf çekindik derken hadi gidelim oldu. kıza diyoruz ki nereden gidiliyor, kız diyor nereye nereden gidiliyor. biz inerken yürüme mesafesinde sandık, meğer kız bizi otoban yolunun kenarında indirmiş. neyse minibüs yoluna çıktık, tekrar minibüs bekliyoruz. yarım saati geçti biz hala bekliyorken bizi orada indiren arkadaş demez mi benim ödevim var, yurda dönüyorum. kız dönen minibüse bindi, gitti.

baktık hala minibüs gelmiyor, dedim illa gidecek miyiz, herkes onay verdi. dedim böyle olmaz bari otostop çekelim. daha önce içimizden de kimse denememiş. arkadaş grubunda da herkes böyle şeylere ön yargılı. neyse araba modeline, arabanın içindeki kişilere göre otostop çekmeye çalışırken bir çiftin bulunduğu araba geçti.

ya keşke durdursaydık, iyi insanlara benziyorlardı derken ben şimdi elimi kaldırsam dururlar mı acaba diyerek dalga geçip elimi kaldırmıştım. ileride araba durup da kadın dışarı çıkınca biz olaya baya gülmüştük. o günden sonra çok güzel bir hikayeye dönüştü.

bu olay yıllar önce gerçekleşse de biz hala o insanlarla görüşüyoruz. allah razı olsun.
İDDİA EDİYORUM DAHA TRAJİKOMİK BİR ANI YOKTUR
Kız arkadaşım ile karadeniz turu yapalım dedik otostop çekerken biz yaşlarda bir genç durdu bindik arabasına o da iş için karadeniz turundaymış bi kaç gün beraber takıldık genç ile çok iyi dost olmuştuk, sonrasında kız arkadaşım bu gence aşık olmuş , gençte bunu reddetmiş ve gelip bana anlattı kızın götüne tekmeyi basıp genç ile yola devam ettik 12 gün beraber karadenizi hem gezdik hemde onun işlerini hallettik, şuan çok yakın arkadaşız , memleketine gidip ailesinin evinde bile kaldım ailesiyle tanıştım, bildiğiniz kardeş olduk. 'Swh'
sakarya'dan ankaraya' giderken adanalı çok şeker bir abimizin arabasına binmiştik ve bize "dünyanın binbir türlü hali var anlüynüz mü?" diyerek cebindeki çakısını hediye etmişti.
Son otostopumuzda güneşten o kadar yanmıştık ki bizi önce suriyeli bir adam “suri, suri? Yardım edebilirim” diyerek suriyeli sanmıştı. Ardından parmak kaldırdığımız bir araçsa çingene sanmış ve düzgün konuşuyor muyuz diye test etmiş öyle arabasına almıştı. Şaka gibiydi gerçekten, ulan güneşte karardık diye başımıza gelenlere bak.
/ 9